dlrwgl

"Kendimden nefret ediyorum ve bu, sevginin en acı hâli."

dlrwgl

Everything falls, everything falls, everything falls. But I see that you're still standing, thougt I cannot give up asking this one, how do you stand up like a God, and the God even falls sometimes, look at, because children are dying. 

dlrwgl

"Tanrım, zihnimde radyasyon tepkimesinin ikinci perdesi.
          Tanrım, parmak boğumlarım sönmüş bir yıldız beyazının son raddesi."
          
          Araf'ta sınırlar yakılmış, dünya Cennetleri Cehennem'e katılmış,
          iblisler meleklerden ihtar yemiş.
          Kara Şövalye kılıcını Nemfler'in iki omzuna dokundurmuş; Kıyamet.
          Kara kılıç parmaklarıma değiyor, Şövalye'nin gözleri felekten bir parça kadar karanlık.
          Parmak boğumlarım hâlâ beyaz, çirkin maskem kuruyor; tenimi soyarak dökülüyor.
          Çift göz ve kırmızı dudaklar, tenimin eşiğindeki iblis görünüre çıkıyor.
          Cehennemden bir uğultu, melekleri oyalandıkları Tiranlar'dan ayırıyor.
          Kükreme, haykırış ya da patlama. Dillerde eskimiş ilâhiler, Cennet'in rahmine düşüyor.
          "Tanrım, parmak boğumlarım sönmüş bir yıldız beyazının son raddesi."
          Evren heyezanla parçalanıyor; İkinci Kıyamet.
          "Tanrım, parmak boğumlarım sönmüş bir yıldız beyazının son raddesi."
          [Cehennem ateşi bin sene yakıldı, kırmızılaştı. 
          Bin sene daha yakıldı, beyazlaştı.]
          Beyaz; Tanrı'nın İkinci kıyameti. Beyaz; ruhların ikinci cehennemi.
          
          
          
          
          
          "Tanrım!, parmak boğumlarım sönmüş bir yıldız beyazının son raddesi."