dorianathium

Tık tık tık! 
          	
          	Kimse yok mu? O kadar uzun zaman oldu ki buraya yolum düşmeyeli kimsecikler kaldı mı yoksa kapı komşularım beni bir başıma mı bıraktı emin değilim. Ama ve lakin, eğer bir kişi bile kaldıysa ellerimden tutup oturun karşıma. Çünkü size uzun ve çok uzun zaman sonra anlatacaklarım var. 

pscivciv

@ dorianathium  özledim de seni özlem gideririz 
Reply

dorianathium

@rosllyn senin için ayırdığım bi ton liste var onu raftan indirip tozunu üflemem lazım 
Reply

dorianathium

Tık tık tık! 
          
          Kimse yok mu? O kadar uzun zaman oldu ki buraya yolum düşmeyeli kimsecikler kaldı mı yoksa kapı komşularım beni bir başıma mı bıraktı emin değilim. Ama ve lakin, eğer bir kişi bile kaldıysa ellerimden tutup oturun karşıma. Çünkü size uzun ve çok uzun zaman sonra anlatacaklarım var. 

pscivciv

@ dorianathium  özledim de seni özlem gideririz 
Reply

dorianathium

@rosllyn senin için ayırdığım bi ton liste var onu raftan indirip tozunu üflemem lazım 
Reply

dorianathium

Yeni, uzun soluklu biraz soft biraz çetrefilli yeni bir sekai hikayesi yazsam okuyacak 1 kişi bile var mıdır??? 

marcelinebutceline

@dorianathium taa ne zaman yazmışsın, hala öyle bi planın varsa diye şeker kıtlaya kıtlaya beklemek düşer bana :(
Reply

dorianathium

Yüreğimin en kuytu köşesi, gözümün bebeği karo 5k olmuş, 
          
          İlk yazmaya başladığım dönem öyle çok bir umudumda, isteğimde yoktu aslında. Yalnızca birilerinin kırık aynalı ruhunu aralamak dışında. Ki öyle de oldu sanırım, Kızıl ile Kirpi'nin hikayesini yüreği burulu, aynası kırılı, dizleri yaralı ruhlar buldu hep. Bu yüzden çok özel hissediyorum, çokta özel teşekkür ediyorum ayaklarımıza, yüreğimize, ellerimize batan dikenlere rağmen o patikayı bizimle adımlayanlara. Başka bir yolda, hikâyede, son akşam yemeğinde yeniden buluşmak dileğiyle.

dorianathium

"Kötü bir alışkanlığım vardı benim. Güneşin aya hayat vermek için kendini feda ettiği her gece, anılarla dolu bir koridora girerdim. Binlerce kapının önünden yürür, her gece birinin kapısını tıklatıp o dünyada kaybolur giderdim. Meşeden, demir parmaklıklı olanına, pencereli kapılar karşılardı beni. Ama sonra, koridorun derinlerine indikçe pas ve kir kokusu burnumu yakardı. Ciğerlerime bile ağır gelirdi bu koku. Delik deşik olmuş kapılar bulurdu beni önce, sonra ise tamamen etten kemikten üzerinde kurumuş kan kaplı kapılar. Dokunurdum o kurumuş kanlara, elime bulaşırdı. Kapı kolunu çevirip açtıkça, sanki dünyada ki tüm kötülükle karşılaşmış gibi midemin bulandığını hissederdim. Ama herşeye rağmen, bırakamazdım bu huyumu. Her gece başka bir diyarda, başka bir kan dolu rüyada bulurdum kendimi."
          
          https://youtu.be/5MtFDi2YEm0

Lavinia_-

"Kendime alıştım bodrum katlarında 
          Artık bir karanlık bağımlısıyım. 
          Kezzap attı yüzüme sokak lambaları 
          Tenekeden bir aydınlıkla kestim 
          Hayatla ilgili bütün bağlarımı "

dorianathium

@ Lavinia_-  ama bu çok.... güzel. Kimin ruhundan kopupda senin ellerinde benim panomu bulmuş bilmesemde aklıma not düştüm bulacağım su güzel kalemi. Ne çok derin ne çok güzel yazmış ne tepki versem bilemedim. Galiba şu içime dokunmuşluklarla bir süre susacağım. 
Reply