Geçen gün annemin kitaplarının arasında eski bir gazete parçası buldum. Bir yazı dikkatlice etrafından koparılmış, kenarına da tarih atılmış.
Yazıyı çok sevdim buraya da yazmak istedim.
Belki tarih doğru değil ama yine de yazacağım.
10 Mart 2000/ Cuma günü
Susmayın, Konuşun!
Kimsenin, yaşınızı, rütbenizi, işinizi, cinsiyetinizi, diplomanızı ileri sürerek fikirlerinizi aşağılamasına da izin vermeyin...
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunur mu?.. insanları susturmak için, son günlerde sarılan slogan bu...
O kadar çok duymaya başladım ki...(...)
Bakın sevgili dostlar,
Eeğer kafanızın içinde bir beyin varsa, fikir sahibi olmak için her şeyiniz var demektir.
Ve de sahip olduğunuz bu fikri açıklamanızı engelleme hakkı hiç kimsede, hele hele, o sözde demokrat, o sözde fikir özgürlüğü savaşçılarında hiç yoktur.
Fikir özgürlüğü aslında bilgisi olmayanların da fikirlerini açıklamaları özgürdür...
Susmayın konuşun...
Kimsenin, yaşınızı, rütbenizi, işinizi, cinsiyetinizi, diplomanızı ileri sürerek fikirlerinizi aşağılamasına da izin vermeyin...
Gerçek demokrasiye, herkesi konuşmaya teşvik ettiğimiz zaman ulaşacağız.
Ben yıllardır tek başıma adeta bunu yapıyorum köşemde...
Her, ama her konuda fikrimi yazıyorum...
Demokrat(!) dostlar da çıldırıyor..."Sen nasıl her konuda yazabilirsin" diye susturmaya uğraşıyorlar, ellerinden geldiğince...
Gülüyorum onlara ve bildiğimi yazmaya devam ediyorum...
Siz de öyle yapın...Konuşun... Herkesi de her konuda konuşmaya teşvik edin...
Söz gümüşse sükut hiçbir halt değildir!..
Demokrat"Durmuş saat bile günde 2 kez doğru söyler" diyen adamdır.
Hıncal Uluç/Sabah