halsey bir röportajda gençler için en zor şeyin hayatta her şeyin kendileri ile alakalı olmadığını anlamaları olduğunu söylemişti.
şimdi onu ne kadar da iyi anlıyorum.
ben gerçekten var olsam da olmasam da pek bir şey fark etmiyor. inanın ki bu gerçekten kimsenin pek umrunda değilmiş. bunu fark etmek beni biraz yaraladı.
eylül ayında yazdığım ilk paragrafı okudum da, sanki o gün bile ne hale geleceğimi biliyormuşum. sanki o günlerde bile kaybettiğimin bariz oluşunu görebiliyormuşum. yanlış anlamayın, sınavdan bahsetmiyorum keza sınava henüz bir ay var. sınav için bir yıl daha hazırlanabilirim. bu sıkıntı değildir belki de benim için.
benim için asıl sıkıntı olan dönüştüğüm insan, zayıflığım, isteksizliğim, ne yaparsam yapayım kendimi iyi hissetmeyişim.
hangi kıyafetin içinde olursam olayım, hangi insanların yanında ve hangi mekanda bulunursam bulunayım olmuyor. ait değilim sanki buraya da istemiyor bedenim ayak uydurmak bu dünyaya.
kolera’nın vitrindeki manken’inde özür dilerim şiirselliğimden diyordu, aynı öyle hissediyorum.
bu dramatiklik ve şiirsellik benlik bir şey değilmiş gibi sanki.
lütfen allah’ım kurtar beni. nereye aidim göster. bedenim ve ruhum sığmıyor sanki buralara, nolur ya beni yanına al ya da ait kıl beni bu dünyada bir yere, birilerine, bir amaca.
burdayım.
kahverengi gözaltılarımla, artık 60 değil de 70 olan vücut ağırlığımla, herkesten ve her şeyden uzaklaşmış benliğim ve bir de dolu kafamla burdayım ve bu satırları yazıyorum.
sağlıklı kalmaya özen gösterin.
yanlış olduğunu gördüğünüz yollarda emin adımlarla yürümeyin ve insanlara bel bağlamayın.
sevgilerimle
molly