dumansal

Sesindeki bütün ezgileri acaba size anlatabilecek miyim, gülüşündeki bütün zarafetleri, bakışındaki bütün güzellikleri? Bunun nasıl da insanı aşktan öldüren bir şey olduğunu söyleyebilecek miyim, denizin kokusuyla dolu o gecenin, saydam dalgalarıyla, ayın gümüşe buladığı kumuyla, o güzel ve sakin salınımın, o muhteşem gökyüzünün, ve sonra, yanımdaki o adamın dünyadaki bütün neşelerin, bütün hazların, en tatlı şeyin, en sarhoş edici şeyin insanı nasıl da aşktan öldürdüğünü...

dumansal

Sesindeki bütün ezgileri acaba size anlatabilecek miyim, gülüşündeki bütün zarafetleri, bakışındaki bütün güzellikleri? Bunun nasıl da insanı aşktan öldüren bir şey olduğunu söyleyebilecek miyim, denizin kokusuyla dolu o gecenin, saydam dalgalarıyla, ayın gümüşe buladığı kumuyla, o güzel ve sakin salınımın, o muhteşem gökyüzünün, ve sonra, yanımdaki o adamın dünyadaki bütün neşelerin, bütün hazların, en tatlı şeyin, en sarhoş edici şeyin insanı nasıl da aşktan öldürdüğünü...

dumansal

O andan başlayarak seni sevdim. Biliyorum, kadınlar bu kelimeyi sana, senin gibi hep şımartılan bir erkeğe çok sık söylemişlerdir. Fakat inan bana, seni kimse o kız kadar, yani benim kadar, olduğum ve senin için hep öyle kalan ben kadar köle gibi ve bir köpeğin sadakatiyle kendini adayarak sevmedi. Çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz; çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğrulmuş bir sevgidir.