Mutsuzluk Oyunu

Gece şiirleri devam ediyor: Bu kez @tubicool ile birlikte seslendirdik: "Rüzgâr Dolu Konaklar" (11. bölüme kadar)
          https://www.youtube.com/watch?v=bCrG-2k_jII

Bejan Matur'un "Gece Gibi Olacağım" şiirini seslendirdim arkadaşlar... Bir iki yerde tekliyorum ama, olsun! Maksat şiir okumak :) https://www.youtube.com/watch?v=WjKG3pITGW4

Dağınık Meseller, dün itibariyle matbaadan alındı. Ve yeni yılın ilk haftasından sonra kitabevi raflarında... Kitap, 36 metin ve 4 bölümden oluşuyor: Eski Meseller, Aynı Meseller, Yanlış Meseller (Yüz Ünlü Türk Aymazı) ve Saklı Meseller (Mutsuzluk Oyunu)... Kitabı elinize aldığınızda, Dağınık Meseller'in küçük bir kısmıyla karşılaşacaksınız, çünkü içerisinde daha bütünlüklü öykü ve denemelerin, sert sokak hikâyelerinin yer aldığı bir kitap hazırlamaktı hedefimiz.

En çok da dolunayı severim. Kemale ermiş bir aşk gibidir dolunay! Ve hilali severim, sonunda kâmil olacak bir aşka atılan ilk adım olduğu için...
          
          Gözlerim yıldızlara takılır, hepsi göz kırpar sanki bana! En parlak, en göz alıcı olanlar gülümser, ''Bize bak, bizle konuş!'' diye... Ama nedense benim gözlerim hep en soluk olanları arar. Bir kenarda utangaç, mahzun, sessiz duranları... Onlarla konuşmak, onlarla dertleşmek isterim. Sanki beni en iyi anlayanlar onlarmış gibi.
          
          [Küçük yazarımız @edasun 'un kaleminden: "Gecenin karanlığı"]
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/11/gecenin-karanlg.html

İçimde dört ayna var kırılmayı bekleyen. Hepsi bana bir kapı söylüyor. Kapıları daha önce hiç denemedim. Kararsızım her zamanki gibi. Yanımda sadece minik, yılan başlı bir çakı var. O da ormanda mahsur kalsanız odunun ucunu sivriltmeye anca yetecek bir boyutta.
          
          @Manasizbirkelime yazdı: "Ortada tek başına"
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/10/ortada-tek-basna.html

GECE VE YAĞMUR
          
          Başımı yağmurun fütursuzca dövdüğü paslanmış menteşeli cama çevirdim. Canım yanıyordu, kalbim sıkışıyordu. Düşünmemek için beynimi alakasız şeylerle yormaya çalışsam da, müzmin bir yaramaz gibi davranıyordu.
          
          @SiyahPelerinliKorkak 'ın kaleminden...
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/09/gece-ve-yagmur.html

EKİBİMİZİN EN GENÇ YAZARINDAN BİR ÖYKÜ: "KÜÇÜK DOSTUM"
          
          Kafasını kaldırarak gözlerini üzerine diken köpeğe baktı. Tüyleri yer yer kirlenmiş olan köpek, kanadı kırık bir kuş misali duruyordu önünde. "Yoksa sen de mi evsiz kaldın küçük dostum?" diyerek elini uzattı kömür gözlerine bakarak. Başının üzerinde gezdirdiği elleriyle mayışan köpek, olduğu yere çöktü sessizce.
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/09/kucuk-dostum.html

MEHMET FERAH'TAN YİNE SIMSICAK BİR ÖYKÜ: "KARDEŞ"
          
          Hiçbir zaman unutamayacağımı sandığım, o yoksul ve çaresiz günleri nankör hafızamın yeniden hatırlaması için, senelerdir görüşmediğim kardeşimin gözlerinin içine bakmam gerekiyormuş demek ki. Bayram günlerinde mahallenin çocuklarının alaycı bakışlarına maruz kalmamak için, kestane toplamak bahanesiyle, birlikte ormana gittiğimiz kardeşimin gözlerinde, her ne kadar eski mahcubiyet ve utangaçlıktan eser kalmamış olsa da, yalnızca benim fark edebileceğim bir ışıltı hâlâ aynı şekilde duruyordu. Uzun uzun bakmak istedim o gözlere, 'özlemişim lan seni' demek istedim. Yapamadım. Uzakta yaşıyordu; uzaktı.
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/09/kardes.html

"HEPİMİZ KAFAMIZDA GİZLİ ŞEHİRLER TAŞIYORUZ!"
          
          Edebiyat seyyahların yolları genelde Assistens Kierkegaard’da sonlanır; kabristanda, Hans Christian Andersen veya Søren Kierkegaard’ın mezarını ararlar. Andersen’in mezarında bir saat takıl, kaybolduğunu ve yalnız olduğunu hissedersin. Dünyanın her yerinden enteresan insanlarla tanışacaksın, Çin, Japonya ve Amerika’dan. Çirkin ördek yavruları ve kuğular arkadaş arıyor, her birisi bir peri masalı.
          
          [Danimarkalı ünlü şair Niels Hav, Kopenhag'ı anlatıyor.]
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/09/hepimiz-kafamzda-gizli-sehirler-tasyoruz.html

ÇİVİ GİBİ YERE ÇAKILAN KADIN
          
          Acayip meraklı bir yaşlı kadın pencereden aşağı düştü, çivi gibi yere çakılıp parçalara ayrıldı. Başka bir yaşlı kadın pencereden sarkıp ilkinin kalıntılarına bakmaya başladı, ama o da acayip meraklı olduğundan çivi gibi yere çakılıp parçalara ayrıldı.
          
          [Öykünün tamamını okumak için aşağıdaki linke tıklayın!]
          
          http://mesaisanat.blogspot.com.tr/2015/09/civi-gibi-yere-caklan-kadn.html