carmen

Gowdie* bir tavşana dönüşmek için şu ilahiyi okurdu:
          I shall go into a hare,
          With sorrow and sych and meickle care;
          And I shall go in the Devil's name,
          Ay while I come home again.[e]
          
          İnsana dönmek için ise şu ilahiyi okurdu:
          Hare, hare, God send thee care.
          I am in a hare's likeness now,
          But I shall be in a woman's likeness even now.
          
          Pitcairn, 1833. 
          ---
          *Isobel Gowdie: Isobel Gowdie, 1662 yılında Nairn yakınlarındaki Auldearn'da büyücülük yaptığını itiraf eden bir İskoç kadındı.
          Gowdie'nin altı haftalık bir süre boyunca yaptığı dört itirafta, tılsımlar ve büyülü dizelere dair detaylar, Şeytan'ın hizmetindeki bir coven üyesi olduğu ve perilerin kraliçesi ve kralı ile tanıştığı iddiaları yer aldı. Şeytan ile girdiği cinsel ilişkilere ilişkin korkunç bilgiler de verdi. Şeytani ve perilere ait inançların bir birleşimi olan anlatılar, Margaret Murray tarafından, kültler ve büyücülük hakkında günümüzde çoğunlukla önemini yitirmiş teorilerin temeli olarak kullanıldı.
          Günümüzde Gowdie, kült büyücülük anlayışı için tartışmalı bir figür olarak, söylediklerine dair hâlâ daha kaotik bir değere sahiptir. Genel kanı bu ifadelerinin oluşmasının ardında yatan sebebin ergotizm olduğunu, ayrıca bazı diğer yorumlar da Goldie'nin tecavüz travmasına karşılık böyle bir tepki verdiğini önerir.
          

"Kadını Paris sokaklarında nadiren görürlerdi. Beyaz teni soluk kesilmiş, hastalıklı bir ifade veriyordu yüzüne. Sokağın ilerisindeki ormana gider, gece yarısından sonra dönerdi. Üzerinden çıkarmadığı siyah elbise tüm bedenini örter, sadece yağmurlu günlerde dışarı çıktığı için de yanında yüzünü görmemizi engelleyen bir pelerin olurdu. Fakat kasabanın terzisi bir Perşembe gecesinde kadını kendi dükkanı önünde gördüğüne dair yeminler etti, söylediğine göre bir gelinliğe takılmış solgun yüzü. Adam kadının hasta, yorgun bakışlarına dayanamamış. Fakat tam da onu içeri davet edeceği esnada, birdenbire oluşan o kısacık anda, siyah gözlerinin irisinde; tuhaf, yağan yağmurun yarattığı bir illüzyon, gökyüzünü parçalayan şimşeklerin bir yanılsaması gibi keskin, kırmızı bir ışık gördüğünü sanmış o gece. Kadın adamı fark edince gülümsemiş, pelerinini çekmiş ve ormana doğru yürümeye devam etmiş. Zaten daha sonrasında da kadını bir daha gören olmadı."