ebrarrruysalll

Lonet lonet lonet canım cok sıkılıyor.  Evde kanal 7 dizisi izliyorlar sohbet edelim plss 

ebrarrruysalll

@ 8_Sudelimoon_8  valla gecmesi için odama geldim 
Reply

ebrarrruysalll

Lonet girsin hem hasta olup hem halsiz olup hem öksürük krizine girmek hem başın ağrıması bunların üstüne regl olması hem de o yarın üç adet sınavının olması ne kadar kötüymüş . 

ebrarrruysalll

@ Nursgcn  yaaa jsldkdkdkfk
Reply

ebrarrruysalll

@ -_MidnightMemories_-   ahh ikimize de geçmişler olsunn 
Reply

imnobodystrophywife

@ebrarrruysalll   aynı kaderi paylaşıyoruz ;;(
Reply

ebrarrruysalll

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTEDİM 
          
          Ben 
          senden önce ölmek isterim. 
          Gidenin arkasından gelen 
          gideni bulacak mı zannediyorsun? 
          Ben zannetmiyorum bunu. 
          İyisi mi, beni yaktırırsın, 
          odanda ocağın üstüne korsun 
                              içinde bir kavanozun. 
          Kavanoz camdan olsun, 
          şeffaf, beyaz camdan olsun 
                              ki içinde beni görebilesin... 
          Fedakârlığımı anlıyorsun : 
          vazgeçtim toprak olmaktan, 
          vazgeçtim çiçek olmaktan 
                                  senin yanında kalabilmek için. 
          Ve toz oluyorum 
          yaşıyorum yanında senin. 
          Sonra, sen de ölünce 
          kavanozuma gelirsin. 
          Ve orda beraber yaşarız 
          külümün içinde külün, 
          ta ki bir savruk gelin 
          yahut vefasız bir torun 
          bizi ordan atana kadar... 
          Ama biz 
          o zamana kadar 
          o kadar 
          karışacağız 
          ki birbirimize, 
          atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz 
                                               yan yana düşecek. 
          Toprağa beraber dalacağız. 
          Ve bir gün yabani bir çiçek 
          bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse 
          sapında muhakkak 
          iki çiçek açacak : 
                              biri sen 
                              biri de ben. 
          Ben 
          daha ölümü düşünmüyorum. 
          Ben daha bir çocuk doğuracağım. 
          Hayat taşıyor içimden. 
          Kaynıyor kanım. 
          Yaşayacağım, ama çok, pek çok, 
          ama sen de beraber. 
          Ama ölüm de korkutmuyor beni. 
          Yalnız pek sevimsiz buluyorum 
                                          bizim cenaze şeklini. 
          Ben ölünceye kadar da 
          bu düzelir herhalde. 
          Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde? 
          İçimden bir şey : 
                            belki diyor
          Nazım Hikmet 

ebrarrruysalll

BEN SANA MECBURUM 
          
          Ben sana mecburum bilemezsin
          Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
          Büyüdükçe büyüyor gözlerin
          Ben sana mecburum bilemezsin
          İçimi seninle ısıtıyorum
          
          Ağaclar sonbahara hazırlanıyor
          Bu şehir o eski İstanbul mudur?
          Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
          Sokak lambaları birden yanıyor
          Kaldırımlarda yağmur kokusu
          Ben sana mecburum, sen yoksun
          
          Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
          İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur
          Tutsak, ustura ağzında yaşamaktan
          Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
          Bir kaç hayat cıkarır yaşamasından
          Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
          Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
          
          Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
          Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
          Durup köşe başında deliksiz dinlesem
          Sana kullanılmamış bir gök getirsem
          Haftalar ellerimde ufalanıyor
          Ne yapsam, ne tutsam, nereye gitsem?
          Ben sana mecburum, sen yoksun
          
          Belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
          Ah seni bilmiyor, kimseler bilmiyor
          Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
          Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
          Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
          Belki körsün, kırılmışsın telaş içindesin
          Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
          
          Ne vakit bir yaşamak düşünsem
          Bu kurtlar sofrasında belki zor
          Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
          Ne vakit bir yaşamak düşünsem
          Sus deyip adınla başlıyorum
          İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
          Hayır başka türlü olmayacak
          Ben sana mecburum, bilemezsin
          
          Atilla İlhan 

ebrarrruysalll

BİR GECE
          
          Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
          Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! 
          Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler; 
          Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi! 
          Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî'î:
          Bir kere, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi; 
          Bir kere de, ma'mure-i dünyâ, o zamanlar,
          Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
          Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; 
          Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! 
          Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin
          Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.
          
          Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
          Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! 
          Bir nefhada kurtardı insanlığı o ma'sum,
          Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi! 
          Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi; 
          Zulmün ki, zevâl akılına gelmezdi, geberdi! 
          Âlemlere, rahmetti, evet, Şer'-i mübîni,
          Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi.
          Dünya neye sâhipse, onun vergisidir hep; 
          Medyûn ona cem'iyyeti, medyûn ona ferdi.
          Medyûndur o ma'sûma bütün bir beşeriyyet...
          Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret
          
          Mehmet Akif Ersoy 

ebrarrruysalll

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. 
          Desem ki sen benim için,
           Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; 
          Nimettensin, nimettensin!
           Desem ki... İnan bana sevgilim inan, 
          Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
           Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, 
          Sen bende hüküm sürmektesin.
           Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, 
          Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, 
          Şayet sesimi farkedemezsen, 
          Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
           Bil ki ölmüşüm.
           Fakat yine üzülme, müsterih ol; 
          Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
           Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
           Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. 
           
          Cahit sıtkı tarancı 

ebrarrruysalll

Önerebileceğiniz güzel bir kitap var mı ???  

imnobodystrophywife

Küçük Yalancı yı oku knk
Reply

ebrarrruysalll

Teşekkür ederim okuyacağım 
            Yaklaşık bir haftadır bi kitap okumak istesem kadınların tecavüze ya da tacize uğradığı sonra da o kişilerle evlenip çocuk yaptığı kitaplar var ve güzel kitap bulamıyordum 
Reply

venefessiz

@ ebrarrruysalll  Güzel Ruh, Mürekkebe Boyanan Sardunya ve Sokak Nöbetçileri diyorum, kaliteli kurgulardır
Reply