edmilsonchim

gelecek misin? daha ne kadar beklemeliyim? ya gelmezsen? 

edmilsonchim

hayal kırıklığı
Reply

edmilsonchim

düşlerimin verdiği hevesle, ne zaman günlük hayatımın seviyesini aşan büyük niyetler edinsem ve bir an için, salıncakla en tepeye çıkmış bir çocuk gibi kendimi yükseklerde hissetsem, her defasında o çocuk gibi parkın zeminine inmek, savaş sancağını dikmeden, kılıcımı kınından çıkarmaya derman bulamadan bozgunu kabul etmek zorunda kalmışımdır.

edmilsonchim

ve insanları beklemeyi de bırak, gelecek olan bir şekilde yine gelir. 
Reply

edmilsonchim

insanlar hakkında heveslenmeyi bir an önce bırak. 
Reply

edmilsonchim

en çok akşamları duyuyorum zamanın acısını. bir kandilin yağı bitmiş de fitili yanıyormuş gibi garip bir is kokusu yayılıyor eşyalardan. eskimeyi hiç bu kadar yakın ve yoğun yaşamamıştım. duvarlar bir sünger misâli emiyor gün boyu sokaklardan topladığım sesleri. geriye bir iç çekiş, bir uğultu, bir sayıklama gibi kendi sesim kalıyor.
Reply

edmilsonchim

edmilsonchim

eğildim öptüm yıkık alnından, uzaktın, kıyamadım sessizliğine. biraz daha dedim içimden, biraz daha; gün olur, onuru güzel çocuk, acı da yakışır insanın yüreğine.*
Reply

edmilsonchim

sizinle birlikte geçirdiğim saatlerin hâtırası daima kalbimde yaşayacak.
Reply

edmilsonchim

"camlarda cânhıraş bir ölüm ıslığı. o kuğu boynundan kanlı kurşunu çıkarmaya gerek kalmadı. yumulu ölü parmaklarındansa, öyle zor çıkardık ki kitabını,"
Reply