Karanlığın getirdiği zihin karmaşasından ibâret bazı duygular. Kabulleniş, ruhu zincirlerden kurtarıp vazgeçerek onu özgür bırakmak gibi. Ya da sahiden ruhunda artık çiçek açtığını, en azından tohumlarını ektiğini bilmek gibi.
Sence ne açar petunya? Bir elin avucu kadar kardelen mi? Kasımpatı mı? Ya da sadece sarmaşık mı? Zaman hangisini getirir bize? Bu sefer huzura kavuştuğunu düşündüğümüz ruhumuzla birlikte çiçek bahçesi olmamız nasıl durur?