efuniars

Yağmurun sesi bastırmıyor içimdekini petunya. Söyle bana nedir bu azap? Tanrı'nın bana sunduğu duyguyu bilen sen iken cevabını anlat bana. Yoksa derin huzura kavuşmakla kalacağım. 

efuniars

Kafamda durmak bilmeyen düşünce yığını var. Ne yapsam? Ne bitirsem? Kendimi nasıl huzura erdirsem..? 
          Anlamıyorum petunya. Nasıl bu hâle geldiğimi bile bilmiyorken gözyaşlarımın akmasını anlamlandıramıyorum. Bugün son gün ve ben sabahında mutsuzca satırlarımı sana sunuyorum. 

efuniars

Ellerimde bir kurumuş papatya duruyor uçurumun kenarından kopardığım.
          Ona baktığımda zihnimde remembrance çalıyor. 
          
          Sonrası fırtınadan ibaret. 
          
          Ne kadar his varsa birbirine karışıyor ve gözlerim hüznünü ortaya koymakla meşgul kalıyor. 
          Sonra geceye bakıyorum hüznümün peşinden. 
          Çok fazla karanlığı sevmesem de kendimi onun kollarına bırakıp huzuru korktuğum yerde tadıyorum. 
          Ölüyor gibiyim sanki. 

efuniars

Karanlığın getirdiği zihin karmaşasından ibâret bazı duygular. Kabulleniş, ruhu zincirlerden kurtarıp vazgeçerek onu özgür bırakmak gibi. Ya da sahiden ruhunda artık çiçek açtığını, en azından tohumlarını ektiğini bilmek gibi. 
          Sence ne açar petunya? Bir elin avucu kadar kardelen mi? Kasımpatı mı? Ya da sadece sarmaşık mı? Zaman hangisini getirir bize? Bu sefer huzura kavuştuğunu düşündüğümüz ruhumuzla birlikte çiçek bahçesi olmamız nasıl durur? 

efuniars

İki damla kandan ibaret duyulan sesler. Etrafa yayılan tuhaf kokusuyla beraber gelen yüzü buruşturma isteği, gözlerden akan yaşların ardından gelen çöküklük. Her şeyi özetlemek birkaç cümlede kolaydır aslında. Duygular işin içindeyse eğer. 

efuniars

Gökyüzünden mahrum bırakılmış kuşun hikayesini daimi yazarken farkettim ki gözlerim doluyor. Kanadı kırık kuşun hikayesi bana çok dokunuyor. 
          Petunya,duyuyorsan sustur zihnimdeki sesleri. Hikayemi mahvetmek için kahkahalarla etrafımda dönüyorlar.