eistenpolin

biz o kadınlardan değiliz füsun. bizim ellerimiz yaralıdır, kanlıdır tutulmaz. gözlerimiz yağmurludur hep, kolay kolay bakılmaz. saçlarımız.. saçlarımız füsun kısacıktır o kadar kısadır ki füsun okşanmaz. bizim adımız şiirlerde geçmez, çiçeklere konulmaz, bizim adımızı kimse bilmez füsun. en sevdiğimiz türküyü, şairi, rengi, çiçeği ve daha fazlasını bilmezler füsun. neden biliyor musun füsun, çünkü bizim sırtımızdaki kambur, ellerimizde ki kanlar, gözlerimizde ki yaşlar bizi soyutlaştırır. herkes kaldırımda yürürken biz yolun ortasında yürürüz, herkes yağmurdan kaçarken biz geçer bi' köşeye otururuz. bizim sesimiz de pek duyulmaz füsun, ne çığlıklar attık ne ağıtlar yaktık o balkonda kimleydik füsun? yalnızdık. sisli bi' geceden, göz yaşlarına boğuldum banktan sesleniyorum. biz o kadınlardan değiliz füsun'um.

eistenpolin

o gün ki kaldırımda yonca bitti, duvar sarmaşığa sarıldı, merhametsiz biri çiçek açtı ama sen benim yapraklarımı döktün. şimdi dağ delinse, yer yarılsa, toprak kaysa ben eğilmiş o yaprakları topluyor olacağım. belki bilmezsin ama yapraklar dalındayken hafifti, birer döküntüyken fazla ağır.