ekselansnefreti

çok yorgunum füsun. kafamı birisinin dizlerine koyup saatlerce ağlamak istiyorum. 

ekselansnefreti

algılarım kapalı. benliğim yitik. neyi sevip sevmediğimi hâlâ bilmiyorum. en sevdiğim rengi unuttum. en sevdiğim şarkıyı bulduktan sonra bir daha dinlemedim. en sevdiğim çiçeğin mezarıma dikilmesini vasiyet ettim. adını dâhi bilmediğim şarkılar dinliyorum. kâbuslarla yatıp kâbuslarla kalkıyorum. uykularım da benim gibi bölünüyor. fiziksel acıları hissedemiyorum. bulantılarımdan kurtulamıyorum. ne yaptığımı inan hiç fark edemiyorum. yoruluyorum. beş kat merdiven çıkmış gibi değil üstelik suyun altında kilometrelerce koşmuş gibi. susuyorum. hiç konuşmamış gibi. duymuyorlar beni. duymasınlar zaten. soluyorum. çiçekler gibi değil üstelik bir fotoğraf gibi. usulca. fark ettirmeden. renksiz oluncaya dek soluyorum. kaçıyorum. neyden kaçtığımı bilmeden, bacaklarımda kımıldayacak güç kalmayıncaya dek. bitiyorum. cebimdeki para gibi değil üstelik içi görünmeyen bir kalemin mürekkebi gibi. ansızın. hissettirmeden. kayboluyorum. mahvoluyorum.
          

ekselansnefreti

tahammülüm yok insanlara. daha doğrusu dünya boktanmış, insan eksik kalınca anlıyor. bazen bir yalnızlık çöküyor. sonra geçiyor. aslında her şey geçiyor. geçiyor da unutmaya bir çare bulamadım hala. bazen bir şarkı gibi takılıyorsun aklıma. sözlerim sen oluyor... sokaklar üzerime geliyor, insanlar üzerime geliyor. cümlelerim kısalıyor. ben insanlarla konuşmak istemiyorum ki. seninle konuşup saçmalamak istiyorum. özlemenin bir çaresi yok. bu çaresizlik yoruyor beni.