Yıllar sonra bir kez daha merhaba,
Bana uzun bir zaman önce 'unutursun' adlı hikâye ile veda etmiştiniz zaten şimdi sıra gavur'a veda etmekte. Roman veya kitap dahi diyemiyorum. Benim gözümde bir hikâye olmaktan öteye geçemedi hiçbir zaman. Hikâyeyi yayından kaldırdım. Sebebi yıllar önce kitap olması değil elbette, o faslı basımı ve satışı durduktan sonra kapattık zaten. Tamamen kişisel yani. İnanın elimde olsa basılan kitapları toplayıp onların tekrar birer ağaç olarak yeşermesini sağlamak isterdim. Basılmaya değer olmayan bir hikâyenin kâğıda dökülmüş olması ve bu israfa bizzat benim sebep olmuş olmam beni içten içe hep yaraladı. Şimdiki aklım olsa gerçekten müsaade etmezdim. Ama iş işten geçti maalesef.
Bana bu hikâyenin senin için anlamı nedir diye sorsanız pek iyi konuşamayacağım. Bu hikâye benim dünya üzerine bıraktığım yüz karam. Yalnızca hayal dünyamın ve gurbette oluşumun getirdiği hüznün kelimeler ile buluşması. Hatta ergenliğimi sorunsuz bir biçimde atlatmamın sebebi de diyebilirim. Eski bölümlere baktığımda gördüğüm özensizlik, yazım hataları ve argo dilim yüz kızartıcı adeta. Ve bu hatalar ne yazık ki kitapta da mevcut.. Edebiyata ilgi ve alakam arttıkça, yani yaş aldıkça bu detaylar beni yıprattı. Kitap dediğin böyle olmamalı. Anlatabiliyor muyum?
Uzun lafın kısası bu hikâye baştan sona gençliğimi barındırıyor ve sanırım ben artık büyüdüm. Hayatımın bir bölümünü, kanayan yaramı kapatmak zorundayım. Sizlere şunu söylemek istiyorum; ne okuduğunuzu ve okuduğunuz kitapların size neler kattığına önem verin. Vaktiniz çok değerli, boşa harcamayın. Vaktinizi daha güzel kullanabilmeniz için attığım bir adım benimkisi.
Son olarak bır özür borçluyum. Vaktinizi boşa harcamanıza sebep olduğum için çok üzgünüm. Bunun telafisi yok maalesef. Umarım beni affedebilirsiniz, hakkınızı helal edin.
Yüreğim buruk olsa da bu adımı atmak zorundaydım. Üzgünüm. Kendinize iyi bakın. Geçmiş yılları aratmayacak güzellikte nice yıllar geçirmeniz dileği ile,
Mine.