burada, insana yorgunluk, insana keder, insana acılar ve sorular vardır. hatırlayalım ki; "dünya'ya gelmek, bir saldırıya uğramaktır." demişti o büyük vaaz. her doğan çocuğun çıkarabildiği olanca sesiyle ağlayışı, ciğerlerine heva doluyor diye değil; tüm varlığına dünya ilk kez saldırıyor diye aslında. sonra alışıyor insan buraya ve büyüdükçe bağışıklık kazanıyor dünyanın saldırısına. saldıran dünya, onu da kendisine benzetiyor sonunda. ağlamıyor, ağlatıyor artık.