Kimseye sözüm yok, vakit geç, yağmur hızlı, hava sert; insanlar uykularındalar. Söz söylemek bana düşmez zaten, konuşuyorum öyle, dinleyen varmış gibi. Gececiler belki, bir de erken de yatsa, geç de, bir türlü uyku tutmayanlar. Onlar herhangi bir meşgaleye vermişlerdir kendilerini; geçmişi didiklemek, cümlelere, görüntülere, kaygılara, arzulara gömülmek, ne varsa ellerinde ya da ne geçirmişlerse ellerine, daha fenası neler kalmışsa. Ne ki onlar da geceye sokakta, caddede değil, ev içlerinde sığınıyorlar- iç kabuk, dış kabuk, zarlar, duvarlar. Onların hızına yetişmek de imkânsız; kim yarışabilir düşmenin hızıyla. Dibe yahut aşka. Neyse.