erketeless

Gözler de yalan söyler. Hayat böyledir işte, siktir etmeye oyna sen. düşünmek sadece akıllı insanları zeki yapar, salakları da olduğu yerden başka bir yere gidemeyeceğine inandırır o kadar. Hayat güzel aslında, eğer yeterince hırslıysan tabii.

erketeless

Gözler de yalan söyler. Hayat böyledir işte, siktir etmeye oyna sen. düşünmek sadece akıllı insanları zeki yapar, salakları da olduğu yerden başka bir yere gidemeyeceğine inandırır o kadar. Hayat güzel aslında, eğer yeterince hırslıysan tabii.

erketeless

bana her şeyin ne kadar iyi olabileceğini gösterdikten sonra, her şeyin ne kadar iyi olabileceğine rağmen, her şeyin iyi olmaması için çabalamaya başlamıştı resmen. bir anda öyle bir yabancılaşmıştı ki bana, o bana yabancılaşınca bende insanlara, duygulara, çiçeklere, çocuklara, renklere ve aynalara, kendime yabancılaşmıştım. içinde yükselen o öfke damarlarından akıp gidiyordu öylece.  bir çocuğun kendini öldürmesi gibi bir şeydi bu. zaten, alıştığı biri değişince herkes sahte geliyor insana, değil mi? onun sesindeki, bakışlarında ki duruluk ve saflık aniden akıvermişti uzak okyanuslara. birden yerini bir canavar aldı sanki. tanıyamıyordum onu, sahi, kimdi o? benim aşık olduğum adam o değidli, olamazdı. kader beni çağırıyordu sanki, sokaklar daralıyordu, masum sesler beni çağırıyordu sanki. ama onun fırtınası kapıvermişti beni kendine, tutsaktım çoktan. geceler boyu düşün dur... ben bambaşka birisine aşıktım, o da bambaşka aşıktı bana. sahi; 
          kimdi o?

erketeless

anlamamazlıktan geldiğin her şeyin içinde boğuldum ben, o'nu bile anlamamazlıktan geldin. Sinir gezindi vücudumun her tarafında, üzülemedim. üzüntüden değil sinirden ağladı.  şişeler boşaldı, paketler bitti, anlamadın. şarkılar çalındı, anlamadın. saçlar kesildi, gözler karardı, anlamadın. Bir gece bitti, anlamadın. Bir sabah oldu, anlamadın. bir ay battı, bir güneş doğdu yine anlamadın. Duygular öldü, kelimeler bitti, hisler yersizleşti, anılar silindi beynimden , gene, gene anlamadın.
          Sonra senin anlamak istemediğini anlayınca, anlatmak istemedim, ben de anlatmayı bıraktım. Ama en içten duygularımla anladım anlamanı çok istediğimi. Fakat hissettim en içten duygularımla anlamak istemeyip, bin türlü oyun içinde anlamadığını. Farklı kapı farklı yol yoktu, tek yol sendin, tek kapı sendin.
          Kapılar ardı ardına kapandı suratıma, yollarım ise hep çıkmaz, çaresizlik havuzu. Dert kuyusu. Seni dünyalardan çok seviyorum. Yıldızlar kadar.
          Her yıldızım kaydığında dilediğim dilektin sen. Ama dilediğim her dilek gibi imkansızdın sende. İmkansızı sevmek böyle bir şeymiş meğer.