ervaris

Herkes kaybolur. Nerede olduğunu bilmediği için korkar ve çözüm yolu için kıvranır. İşte o zaman evi beller kaybolduğu sokağı. 
          	
          	Kaç evin var senin? 
          	
          	Burada işler pek öyle gitmiyor. Ne kadar çok evin varsa o kadar fakirsin. Fakat fakirlik insana kuru ekmeğin önemini gösterir. Kuru ekmek önemlidir. Birilerine güvenebilmekte öyle. 
          	
          	Ben sürekli kaybolurum. Sonra orayı evim bellerim. Misafirler ağırlarım evimde. Sonra evimi kaybederim, misafirlerim de içinde kaybolur. Ben yine yalnız kalırım. Ben hep kaybolurum. 
          	
          	Ardımda bıraktığım ekmek kırıntılarını kuşlar yer. Takip ettiğim yıldız kayar. Ayak izlerimi yel götürür. Ben yine kaybolurum. Benim bir sürü evim var. 
          	
          	Her evimin penceresi, her misafirin de katkısı vardır. Her pencerede farklı manzaram var. Her misafirin bende bıraktığı başka etkisi. Hepsi kayıtlı hatıra defterime. Her açtığımda farklı bir ev. Belki de ben bilerek kayboluyorum. Ben hep başka bir ev istiyorum. Ben kaçmak istiyorum ve öyle bir kaçırıyorum ki kendimi kendim bile bulamıyorum. Belki de ben ekmek kırıntılarını kuşlar için koyuyorum. Ayak izlerimi de rüzgarlı günde bırakıyorum toprağa, çabuk götürsün yel diye. Belki de her gece dua ediyorum yaratıcıya yıldızım kaysın diye. 
          	
          	Ben kendi kendime kayboluyorum. Biri beni bulsun istiyorum ama kendim bile bulamıyorum. 
          	İçimde en çok kendime acıyorum. İçimde en çok kendime kızıyorum. Koşmak istiyorum ait olduğum yere ama dedim ya işte bir sürü evim var hangisine?
          	
          	
          	
          	

ervaris

Herkes kaybolur. Nerede olduğunu bilmediği için korkar ve çözüm yolu için kıvranır. İşte o zaman evi beller kaybolduğu sokağı. 
          
          Kaç evin var senin? 
          
          Burada işler pek öyle gitmiyor. Ne kadar çok evin varsa o kadar fakirsin. Fakat fakirlik insana kuru ekmeğin önemini gösterir. Kuru ekmek önemlidir. Birilerine güvenebilmekte öyle. 
          
          Ben sürekli kaybolurum. Sonra orayı evim bellerim. Misafirler ağırlarım evimde. Sonra evimi kaybederim, misafirlerim de içinde kaybolur. Ben yine yalnız kalırım. Ben hep kaybolurum. 
          
          Ardımda bıraktığım ekmek kırıntılarını kuşlar yer. Takip ettiğim yıldız kayar. Ayak izlerimi yel götürür. Ben yine kaybolurum. Benim bir sürü evim var. 
          
          Her evimin penceresi, her misafirin de katkısı vardır. Her pencerede farklı manzaram var. Her misafirin bende bıraktığı başka etkisi. Hepsi kayıtlı hatıra defterime. Her açtığımda farklı bir ev. Belki de ben bilerek kayboluyorum. Ben hep başka bir ev istiyorum. Ben kaçmak istiyorum ve öyle bir kaçırıyorum ki kendimi kendim bile bulamıyorum. Belki de ben ekmek kırıntılarını kuşlar için koyuyorum. Ayak izlerimi de rüzgarlı günde bırakıyorum toprağa, çabuk götürsün yel diye. Belki de her gece dua ediyorum yaratıcıya yıldızım kaysın diye. 
          
          Ben kendi kendime kayboluyorum. Biri beni bulsun istiyorum ama kendim bile bulamıyorum. 
          İçimde en çok kendime acıyorum. İçimde en çok kendime kızıyorum. Koşmak istiyorum ait olduğum yere ama dedim ya işte bir sürü evim var hangisine?
          
          
          
          

ervaris

...Sonra ben o ateşte yüzmeyi öğrendim. Ben kül olurken hayat bir rüzgar yolladı bana ve beni binlerce parçaya ayırdı. Sonra güneş açtı ve hayat dedi ki sen ölsen de sen bitsen de senden geriye toz tanelerin kalsa da devam edeceksin. Ben ne zaman istersem o zaman yok olacaksın. Canım ne zaman isterse o zaman öleceksin. Ateşte boğuldum. 
          
          Sonra yaratıcı göğsüme bir fidan dikti. Dışıma akıtamadığım yaşlarla onu suladım. O fidan büyüdü büyüdü ve zehirli sarmaşıklarıyla ruhumu bedenime hapsetti. 
          Ne öldüm ne de yaşadım. 
          
          Bağırmak istedim defalarca kez. Kurtulmak için kendimden, her şeyden. Bağırırsam geçer sandım. Bağırdım geçmedi. Etimi lime lime kestim, geçmedi. Ruhumu bir kasaba sattım binlerce insana tattırdım ama hiç birinde bulamadım kendi ruhumu. Ben, en çok benden korktum. Öylesine korktum ki aynadaki yansımamdan, aynada başka yüzler hayal ettim. Ben, en çok benden nefret ettim. Ben, en çok benden kaçmak istedim. Herkesten kaçabilirdim, her şeyden kaçabilirdim ama ben imkansızı seçtim ve kendimden kaçamadım. 
          
          Ruhum sarmaşıkları tek tek kesti ama keserken kanatlarını yaraladı. Yine kaçamadım. 

ervaris

Yaşlılık zor, çok zor..

modernmezarIik

@ervaris slk MSMWMMDQMNXANNX
Reply

honey_comb37

@ 0MADAM0  sarhoştun hatirlamiyosun msbrmsndmsmd
Reply

ervaris

@ 0MADAM0  bunu hangi kafayla yazmışım lan ben
Reply