Dumanlı benim sırlarım, üzüldüklerim ve sevindiklerim aslına. O yüzden sanırım hiçbir zaman ondan kopamayacağım ama şu da var, onu yazmak asla eskisi kadar kolay olmayacak. Yanlış anlaşılmasın hala çok seviyorum onları yazmayı, her karışını bildiğim bir labirent gibi benim için, tekrar tekrar kaybolmaya bayılıyorum o labirentte. Ama onu yazmaya başlayan benle şuan ki ben çok ayrı yerlerde, ayrı kişiler, çok olmasa da hepiniz kadar büyüdüm bende. Eskiden en karanlık yanım Dumanlı'ydı ama şimdi her yanımız öyle, benim de sizinde. Bu karanlığın içinde Dumanlı'nın karanlığına girmek bazen çok zorluyor beni... İşte tam bu sebeple, o karanlığın katlanması zor olduğu anlar sebebiyle başka şeyler yazmak istiyorum. Bu yazıda biraz kendimi motive etmek için, sizinle de paylaşıyorum, yakında çok daha az karanlık, neşeli ve birazda deli ve inkar edemeyeceğim miktarda klişe -ama çok da değil yani- bir hikayeyle gelmek istiyorum size. Umarım o gün geldiğinde benimle olursunuz. Hepinizi kocaman öpüyorum. Seviliyorsunuz.