Dünyayı gezip, hakkında hikayeler yazmak her zaman en büyük tutkumdu. Bugün bunu, amatör de olsa, gerçekleştirmek büyük bir keyif. Okumaya değer gördüyseniz şimdiden teşekkürler.

Yazdığım öykülerde genelde içerisinde bulunmak istemeyeceğiniz karanlık evrenler, acımasız insanlar ve dayanılması güç durumlara rastlayabilirsiniz. Her hikayenin içerisinde bu karanlığa katlanmayı kolaylaştıracak bir umut kırıntısı, belirsiz bir ışık hüzmesi bırakmaya gayret ediyorum. Çok yumuşak bir yüreğe sahipseniz, yer yer sizi rahatsız da edebilecektir. Yazım tarzım, yapım gereği biraz karanlıktır ancak insanın çiğliğini anlatmayı hedeflemek her edebiyat tutkunun  en büyük arzusudur. Benim dışarıdan gördüğüm manzaraların kağıda dökülme şekli budur.

Bir şeyler yaratma işlemi biraz karışık bir süreç olmasına rağmen, diğer işlere benzeyen, kendini geliştirme ve dilin oturması süreci biraz uzun olabiliyor. Yazdığım bir çok şeyde hatalar bulmanız mümkündür, zira geçmişe dönüp tekrar editlemek için vakit bulamıyorum. Bu konuda elimden geleni yapsam da günlük hayatın karmaşasında aklımdan çıkabiliyor.

Evet, insan kendisini özetlemesi istediğinde söyleyebileceği şeyler birden sınırlanıveriyor. Kendimizi belli olgulara aitmiş gibi şunu severim, bunu sevmem üzerinden şekillenmesi garip geliyor bana. İnsanı anketleştirme çabası bence büyük bir vakit kaybı, bizleri nasıl raflara dizerse dizsin bu sorular, yine de hiç bir şeyin cevabını vermiyorlar. Bu sebepten bir insanı anlamanın en iyi yolu onun zihnine girmektir. Zihne giren yol da onun yarattıklarından geçer... Okuduğunuz için teşekkürler.