OLDUKÇA PERVÂSIZ..
Ben kim miyim? Yâel Nâim 'in Toxic şarkısındayım.
"Too high, can't come down
Losing my head
Spinning 'round and 'round
Do you feel me now? "
Bu mısralardayım ben. 1 2 sene evvel ilk defa aşık olmuştum, salak gibi her şeye gülümseyip geçtiğim dönemler.Öten kargaya, çalan alarma, kaçırdığım otobüse, en sevdiğim şarkı çalarken telefonumun şarjının bitmesine, kuaförden süslü püslü çıkmışken yağmurun başlamasına, çok beğendiğim ayakkabının numarasının kalmamış olmasına, tırnağımın kırılmasına vs normal bir kadının canını sıkabilecek her duruma salak gibi gülümsedim ve aldırış etmedim.Çünkü öyle bir şeye sahiptim ki, hiçbir nesnenin ya da talihsizliğin onun bana yaşattığı mutluluğun önüne geçmesine müsaade etmiyordum, edemiyordum.Ben onunla tamdım çünkü, tamamdım.Hiçbir şey beni üzmeye yetmiyordu, kahvaltıları sevdim onunla, domates yemeyi de öyle, tereyağ üzerine bal sürüp yemeyi öğrendim, bundan o dönem hiç tiksinmedim.Mutlu uyuyup, mutlu uyanacak kadar şanslıydım.Dilime değmeden sözü, yüzüme düşmeden yaşın nedenini bilirdi, bilirdim.Rüya bitti sonra, her şey hiç bitmeyecekmiş gibi güzel giderken.Her şey hiç olmadığı kadar güzelken, ben her şeye salak gibi gülümsemeyi bıraktım."yıllar da geçse, 5 çocuğun da olsa, 'Gone Forever' dinlerken beni unutma" dedim, "yıllar da geçse, 5 çocuğum da olsa, 'Gone Forever' dinlemesem bile, seni asla unutmam" dedi.Salak gibi, birlikte son defa güldük, gözümüzde nem."Öyle olmalıydı" denir sorana, ne diyeceksin başka, dünyanın en acıklı aşk hikayesi benimkiydi bana göre, hikayemi dinleyenin yüzünde küçücük bir acı mimiği görememe ve anlaşılmama endişesi taşıdığım için, hep böyle söyledim."öyle olmalıydı" oldu da.Esasında olmadı, yüzümdeki salak tavrı özledim bir süre sonra, yerli yersiz her şeye gülümsemeyi.Dert etmediğim ne varsa, hepsi için bir bir ağlamaya başladım.
Kaçırdığım otobüse, çalan alarma, öten kuşa, topuğumun kırılmasına, yağmura, gone forever'e..
- JoinedJune 6, 2014
Sign up to join the largest storytelling community
or