fanteziyeler

yine bu saatlerde denize bakan minik balkonumda ağrıyan kemiklerimle martılarla başbaşayız. Hafif bi meltem eser, saçlarımla dans eden. Sonra ilaçlarımı içerim ve gitarımı çalarım.. Sadece ilaçlarım ve gitarım. 

frxz-bie

sadece sen ve ben. başını dizime koyarsın, gözlerin kapalı, ellerim saçlarında...
Reply

fanteziyeler

yine bu saatlerde denize bakan minik balkonumda ağrıyan kemiklerimle martılarla başbaşayız. Hafif bi meltem eser, saçlarımla dans eden. Sonra ilaçlarımı içerim ve gitarımı çalarım.. Sadece ilaçlarım ve gitarım. 

frxz-bie

sadece sen ve ben. başını dizime koyarsın, gözlerin kapalı, ellerim saçlarında...
Reply

fanteziyeler

koca dünyada yalnızım sanki. Uçuşan kuşlar arasında dar bir sokakta yürüyorum. Sonu çıkmaz bu sokağın. Bilmem mi? Kuşlar umut ışığı sanki bana. Çıkmaz sokak yaralı bir kuşun düştüğü yer sanki. Umutları tükenmiş bir kuş.. kanatları yaralı bir kuşun umudu var mıdır hayattan? İşte, son zamanlarda kendimi o kuş gibi hissediyorum. Kırgın bir yürekle yaşıyordum bu hayatta. Sonra bir rüzgar esiyor, tenimde hafif bir esinti.. Bana birşeyler anlatmak istiyor gibi bu esinti. Sonra bir anda karşıma sen çıkıyorsun. Ve tam o anda o esintinin sen olduğunu anlıyorum. Yaralı kanadımı sarıyorsun. Umut dediğimiz o duygu bir anda beliriveriyor tekrar içimde. Sonra aniden, kalkıp gidiyorsun. Oysaki daha teşekkür bile edememiştim sana. Hiç gelmemiş gibi kalkıp gidiyorsun. Gözümde bir damla yaş akmaya hazır fakat akamıyor. O umudu yok etmeye kıyamıyor gibi. Sonra tekrardan fark ediyorum; sanki hiç gelmemişsin gibi, sanki hiç sarılmamışsın gibi kalkıp gidiyorsun, ne denir ki buna? elden ne gelir?