Şu karşıdan gelen yabancıya da bir bakın.
Kalpleri ne kadar da tanışıkmış.
Ah bi zamanlar o,
Söylemese de anlardı,
Konuşmasa da duyardı,
Bi ağaç dalına asılı saçlarını,
Yılda bir kez gönlüne uğrayan baharını,
Kendi kanının bulaştığı parmaklarını,
Etrafına ördüğü sımsıkı duvarları
İstemese de yıkardı.
Şimdi gönlü kovdu baharını,
Tırnaklarıyla tel tek kopardı saçlarını,
Ağlaya ağlaya gözyaşlarıyla yıkadı kanlı parmaklarını.
Kendi şehri de yıkıldı, duvarları da.
Ruhuda kaldı enkaz altında.
Ne bir gün geldi ne de geçti,
Duvardaki saatte saymayı bırakıp, pes etti
Ne ah kaldı ne de pişmanlık.
Yalnızca geriye kalan, zifiri karanlık.