Masada sakin sesizlik sonrası herkesin üzerinden düşmeyen bir yük sahte ruhların içinde kayıp bedenler. Elinde tespihi ve biraz sert bakışlı gözüken Agâh derin bir oh çekti, " Baba Han ile beraber yaptığınız bu bol münasebetli münakaşanızı bana da anlatmayacak mısınız?" hafif sırıtır, seçkin bir imayla,
" Bu konu da Han görevli olduğu için sana anlatmayı pek mecburi görmedik." Dicle çayları doldurmaya gelimişti, " Abi ben sana müsait bir zamanda anlatacağım." Agâh gözlerini kaldırdı sert ve imalı bakarak, " Gerek kalmadı gözlerimle
görmeyi tercih edeceğim."
Ağır ve şehvetli basamak adımlarla salona doğru yaklaşıyordu feriz, "Günaydın." sandalyesini çekerek oturdu Celal bey sert ve gülümseyen çehresi ile, "Günaydın kızım." Son damlayı dolduran bardak olmuştur, Dicle Han'ın yanına soğuk ve asabi yaklaşarak gülümsedi, Han farketmeksizin çayını yudumlayarak gözlerini kahvaltısına Çevirdi.
2. Bölüm'den bir kesit... Pazar akşamı; 22:00'da yayında olacak !