Kralice721
Bölüm gelecek mi kitaba
sakamibulan
Merhaba vaha kitabını tekrar yayınlayacak mısınız ve Tomrise yeni holum gelcek mi
fezalays
@sakamibulan Aşkım Tomris'i yazıyorum yakında yayınlarım ama Vaha'yı tekrar yayınlamayı düşünmüyorum şuanlık
•
Reply
fezalays
cinayet ben oldum cinayet
fezalays
yüz yerde yüz yaram var yar gözünde bir değil
fezalays
yüzüne bakınca bunun ağlardım biliyor musunuz böyle görürdüm ya gözüm dolardı bi konuşurdu bu böyle sesi erkek kokusu erkek bana şey derdi ben senin elini hiç bırakmadım, erkek ya, sessizce derdi, iyi bi şey diyor ya güya, duyarlarsa ibne derler ya, ulan karının köpeği olmuş derler ya, sessizce derdi, sessizce deyince de sesi bi başka olurdu ya, içim titrerdi, içim dalga dalga dalga, köpük köpük köpük köpük, falezler keskin keskin, vurdukça vuruyor, dibimden kalkıyor dalgalar, suratımda bir ağlamak uyanıyor ve o bunu şey sanıyor, ona aşığım da ona ölüyorum da bitiyorum sanıyor ama öyle olmadığını görünce kendini inandıracak bir şey yapıyor, traş oluyor bir gün sakalları kısalıyor, daha bi güzel, ben severim güzelliği, öyle oluyor, sanıyor ki ben de ne erkeğim ulan, sanıyor ki aşığım ona, öyle sanıyor, bir adamın yanına oturdum, rüzgar esti esti saçlarım önce yüzüme sonra onun yüzüne dağıldı, önce kendi yüzünden, sonra benim yüzümden çekti saçlarımı usulca topladı, okşadı birkaç telini, gözümü kapayıp gülümsedim açtım gözlerim dolu dolu, benim gözüm dolar böyle şeylere, anladın mı, ben gülümserim ve ben ağlarım böyle şeylere, sokaktaki bir köpek sürünse bacaklarıma ısınır bacaklarım gözüm dolar benim, çünkü ben kansızım, çünkü kansızlar çok üşür, hep pekmez yedirdi annem hep kustum kan gibi, yüzüne yüzüne çok sert yüzüne vurulmuş çocuklar ağlarlar yüzleri sevilince bunu bilen kadınlar da yani nasıl bir çocuk olduğunu ve aslında nasıl bir çocuk olamadığını bilen kadınlar da öyle aşk meşk sanmazlar böyle şeyleri, anladın mı, elbet senin aptal sesine gözyaşı döken, elbet birinin öpüşüne de ağlar yavrum, elbet senin bozuk cümlelerini saçlarına toka eden, e elbet tutup da sarılana ördürür saçını, siz yoksunuz, kimse yok, ben varım bir tek, bir ben varım bir de benim böyle bildiklerim, anladın mı, anlarsın, senin kara kaşın kara gözün bir değildir tek değildir, ben o bakışı bir yerden hatırlarım ama.
fezalays
şimdiden bir hatırasın
bulutsa, tozsa, uçarsa
bütün (aşklar) paranteze alınsın
rüzgar çanısın, rüzgarın diline dolanırsın
ne bir şarkısın,
ne de dillerde nağme adın
artık bazı şarkılar kadar yaralısın
günler izmarit diplerinde biriksin
o zaman mutlaka bir trenle gelirsin
köpüklerdensin, mavisin, sakinsin
istesen suyun tenine bitişirsin
ellerimi bıraktım, artık bunu sana yazsın
içimde iki yaşlı balık varsa,
içimde biri pulsuz, iki balık varsa
biri sensen, gelirsen ve yok edersen
bunu yazmak istiyorum sana
sonra postalamak istiyorum
pulsuz bir zarfla
hiçbir mektup artık ikna etmiyor beni hayata
bu kırmızı oyalarla saçlarımda
beyaz bir tülbent gibi kalırsam
tenimde, süzemediğim tortularla
gün olur sararırsa sayfalarda
bıraktım ellerimi, sana bunu yazsın
şimdiden bir hatırasın
kırık kalplerle süslü bir sayfaysan
camsan, saydamsam, beni kırarsan
simlerimle sevişirim seninle
o süslü sayfaların üzerinde
içimde iki mutlu yıl varsa,
içimde biri simli iki kadın varsa
sen, gelirsen ve yok edersen
bunu yazmak istiyorum sana
sonra postalamak istiyorum
simli bir yılbaşı kartıyla
hiçbir mektup artık beni, ikna etmiyor hayata
şimdiden bir hatırasın
açmışsa bir sardunya saksıda
bütün (aşklar) paranteze alınsın
bıraktım ellerimi, artık sana bunu yazsın
mektuplar postaya takılırsa...
ey aşk sen
artık bazı şarkılar kadar yaralısın.
fezalays
yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci; sahneye fırlayıp romeo’nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. sonunda geminin batacağı bilindiği halde titanic defalarca izlenmiştir. bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. çünkü romeo ölmeli, titanic batmalı ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı.
fezalays
birisi kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve kanamaya başlıyor yeniden oluk oluk. birine teslim olduğumuzda içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıyor. o yüzden değil mi içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta gergin ve tedirgin dolanmalarımız? "anlatsam mı anlatmasam mı?" kararsızlığımız. "bu sevgi beni acıtır mı?" kuşkularımız.
fezalays
çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
bilmiyorsunuz. darmadağın gövdemi
çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum
karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
bir yağsam pahalıya malolacağım.
ben bir bodrum kat kızıyım bayım
yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
fakat korkuyorum. Birazdan da
kırküç numara ayakkabılarınızla
bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
bu iyi olmaz bayım!
fezalays
büyük gemiler de yok artık bayım
büyük yelkenler de
büyük kağıtlar yakmak istiyor şimdi canım.
işte az önce bir karabatak daldı suya
bir süredir de kayıp
dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.
ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
bir gül, bir güle derdi ki görse
yalan söylüyorum
güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
•
Reply
fezalays
ondört yaşındaydı ruhum bayım
bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı.
protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz
gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri
protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar
o ara içimde çiçeklerden oluşmuş
bir silahsız kuvvet ablukaya alındı
sinemalarda da 'organzm gıcırtıları' oynuyordu.
kaçmaya çalıştım. Olmadı.
bu nedenle, çiçekli şiiler yazmayı
ruhum açısından faydalı buluyorum bayım.
neyse işte
ben her filmi hatırlarım
sinemaların hiç bitmeyen gecesine sığındığım çok oldu.
'sofı'nin tercihini' seyrederken çok ağlamıştım.
öpüşen Guramilerle ilgili bir film yapsalar
onu da mutlaka hatırlardım.
insan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu?
hem sonra ben hatırlamaya alışkınım
bir 'eşya toplayıcısıyım' bayım.
•
Reply