CY.

bölüm yılbaşından önce gelmeyecek, haberiniz olsun.

easy come, easy go.

and never did I ask you questions why.

göğsüm sıkışıyor, vücudum titriyor, içim sıcaklıyor. sonra sen geliyorsun. göğsümdesin, nefesimsin. geçti demiyorsun, geçecek diyorsun. yakacak bu dürüstlüğün başını. saçımı okşuyorsun, ama dudakların değmiyor tutamlarıma. dudaklarının evi başka. başım ağır geliyor, önüme düşüyor. ağlıyorum ama vücudum kaskatı. dudakların bir şeyler fısıldıyor bana, ama duymuyorum. istemiyorum diyorum, bağırıyorum gücüm bitene kadar. göğsüne vuruyorum. ölüm korkusu çalmış kapımı, meşgulüm. canım diyorsun, deme. elimdeki çiçeği göğsüne vuruyorum. 
          çiçek kopartma bana, zirâ ben de ölmekten korkarım. 
          uyuyorum omzunda, uyandır beni. 

be careful who you call a good. 

zehir, tetik, prangalar ve sanrılar.
          

iki dudağın arası, en güzel evim. 

başka dudakların söylemediği ne söyleyebilirim sana? tüm yalanları dize dize işitmiş bir zihne ne söylenir? söyleyeceğim gerçekler yalanlara alışmış bir bedeni bıçak altına seremez. lâkin söyleyeceğim doğrular bıçak saplar göğsüne. bıçağın altına yatırmaz belki, her gece altına yattığın sözde adamlar daha acı vericidir, eminim sevgilim. bedeninde olan onca meçhul dokunuş bedenin değil zihninde iz bırakmış. izlerle dolu acınası bir zihni benden başkası sevemez. sen ki sevgilim, bedeni değil zihni namussuz; sen ki aklından değil kalbinden ve paradan yoksun sevgili. bunu aklına not et, bir hayat adamının ne denli sevildiğini, lâkin herkesin yer edindiği o dar boğazından geçemeyen aşkımı bedenine not et. en güzel imzam bu olacak. 

şah mat, kaçacak yerimiz kalmadı sevgilim. 

he could never love you more, more than me. 
          but sometimes I pray that you fall in love.  
          I've cried, I've cried so much for you, baby.