fliesmyg

harbi tozlanmış

fliesmyg

insan bir kere ölüyor ne fena
          bu düzeni değiştirmeli
          bir kere yaşamalı, çok çok ölmeli
          en büyük kederler bizim için
          bizim için karşılıksız sevgiler
          kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
          dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
          saygı değer annelerimiz incinmesin
          her yerim ayrı ayrı ölmeli
          yoksa ölüm yok bana dünyada
          bir kurşun beynime girsin
          bir bıçak kalbime saplansın
          kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
          sonra gelsin bir manga asker
          sert bir komut, bir yaylım ateş
          bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
          çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi
          rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
          ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
          ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
          yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
          o aşağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
          belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
          bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
          halbuki şimdi benden kaçman da zor
          anlıyorum beni sevmen de zor
          dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
          ama bir yerde ölüm güzel oluyor.

fliesmyg

" insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız. yapayalnız. "

fliesmyg

düşlerin parlayıp söndüğü yerde
          buluşmak seninle bir akşamüstü
          umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi
          sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü
          gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
          gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
          
          bir orman bir gece kar altındayken
          çocuksu, uçarı koşmak seninle
          elini avcumda bulup yitirmek
          sığınmak ellerine bir gece vakti
          ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
          ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken 
          
          bir kenti böylece bırakıp gitmek 
          içinde bin kaygı, binbir soruyla
          bitmeyen bir şarkı, dudağında bir yarım ezgi
          sığınmak şarkılara sığınmak ömür boyu
          
          gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
          gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi 
          ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
          ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken.