Tam hayatın alt üst olmuş, herşey bombok gidiyor, mutlu değilsin, bir sürü dert sıkıntı.. İşte o anda birisi çıkıyor karşına. Onu seviyorsun, ondan hoşlanıyorsun ve hatta ona aşık oluyorsun. Bi düşünsene sadece yanında durup; sana tüm acılarını, tüm dertlerini, sıkıntılarını aklına gelecek her türlü şeyi unutturabiliyor. Mutlu olman için gözlerinin içine bakması yetiyor. Hiç durmadan konuşmasını istiyorsun çünkü onun sesi seni rahatlatıyor. Her gece onunla ilgili hayaller kurup uyuyorsun. Ona bunları söylemek istiyorsun ama aynı zamanda da onu kaybetmekten korkuyorsun. Sana karşı aynı şeyleri hissetmiyor olmasından korkuyorsun. Ya da belki de daha önce yaşadıklarından dolayı cesaret edemiyorsun. Yeniden incitilmekten korkuyorsun. Gülüşünü hafızana kaydediyorsun. Bazen aklına geliyor ve seni mutlu edebiliyor. Karşında durduğunda ona sarılmak istiyorsun, saçlarının kokusunu içine çekmek, yumuşacık ellerini tutmak ne bileyim işte aşıksın lan sen. Senin olsun istiyorsun. Hiç gitmesin seni bırakmasın istiyorsun. Başkaları gibi düşünmüyorsun sen. Amacın güzel vakit geçirmek ya da saçmasapan aksiyonlar yaşamak değil. Sen onu dokunmadan seviyorsun. Sıcaklığını hissedemeden ısınıyorsun. Dudaklarından dökülmek isteyen binlerce cümle var ama sana o bakışı yok mu! Herşeyi unutturuyor lan herşeyi.. Sonra o senin yanından ayrılırken, arkasını döner dönmez özlemeye başlıyorsun. Keşke gitmese diyorsun içinden binlerce kez. Bi de giderken arkasına dönüp sana gülümsemiyor mu. O an bitiyorsun sen. Tekrar tekrar seviyorsun onu. İçin gidiyor arkadaş. Sen onun ismini söylerken içinden binlerce kelime geçiyor onu anlatan. Belki binlerce kez keşke diyorsun, keşke o da bana bunları hissediyor olsa. Alıp karşına diyemiyorsun ki; ben seni seviyorum, sana ölürüm. Diyemiyorsun lan işte söyleyemiyorsun!
- JoinedAugust 2, 2014
- facebook: Aslı's Facebook profile
Sign up to join the largest storytelling community
or