Kitap okumak ile kitabı yaşamak arasında ince bir çizgi vardır. Biri sadece okur. Biri karaktere bağlanır. Karakteri benimser,
Sever,
Gündelik hayatta karakteri yaşamaya çalışır,
Sonra aşık olur.
Hayatından bir parça yapar. Üzüldüğünde, yüreği sızlar. Sevindiğinde, otuz iki diş sırıtır. Peki ya ölünce? Belki bir mezarını ziyaret edemeyecek, evet. Mezarı kalbindedir ama hep bir yenisi vardır hayal dünyasında. Kitap kapağı kapanır. Raflara okundu olarak girer ve bir yenisi çıkar. Bu sürekli olarak devam eder. Tozlanan raflara kaldırılır tüm okunan kitaplar.
Bir gün o rafların tozunu alırken, eline ilk kitabın düşer. Tıpkı o günleri sen yaşamış gibi gülümsemeyle bakarsın. Belki gözlerin dolar ya da kahkaha atarsın. Dayanamayıp, tekrar okumaya başlarsın.
Bu kim mi? İşte o ben ve benim gibiler!
Hayatta böyledir. Eskiden ne kadar mutluysan, o kadar çok açıp okumak istersin tekrardan. Bu mümkün olmuyor. Sadece sayfalar düştükçe önüne tekrar yaşayabiliyorsun. İşte bu yüzden kitaplarla mutlu olan insanları, onları yaşayan insanları üzmeyin. Onlar en büyük dersi karakterden alıp, kendilerine hayat dersi yapacak kadar benimserler.
- Kayseri
- JoinedJuly 21, 2015
- website: instagram.com/dilaradncc
Sign up to join the largest storytelling community
or