gretniw
Çok özledim küçük oğlanım, kalp sızım.
freisd
gretniw
Bana bir söz verdin yine gelirim diye.
freisd
hangi yalnızlıktır iten seni bu sığ sulara
hangi şekilsiz gerçek bağlayan ellerini
kattığın bir acı gülüştür düştüğün korkulara
kim baksa gözlerine görür beklediğini
freisd
ne kadar gülsen ortada kırıklığın öyle gerçek
sen bir sarılarda, bir yeşillerde, bir morlarda
sanki bir kederdir ömrün hiç bitmeyecek
freisd
saçında bir tel vardır, o çağırır hüznü
ellerindir yorulmuş, anlaşılmamış, nemli, soğuk
bir rengi vardır dudaklarının saklayan gülüşünü
ne zaman baksam gözlerine ağlar bir çocuk
freisd
sakla bu mendili, sakla.
freisd
mais je sais qu'un jour,
tout gonflé d'amour,
je lui dirai "chérie, bonsoir"
la main dans la main,
sous ton ciel cristallin,
nous sortirons tous les soirs.
freisd
il y aura de nouveau
chants et danses à gogo.
il y aura mille joies encore
et avec tous nos amis
nous irons boire du raki.
dans les beaux restaurants du bosphore.
freisd
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
freisd
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
freisd
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
freisd
kapı sonsuza dek açık kalmıştır
eşik bir bıçak ağzıdır
gece ayrı gündüz ayrı ışıyacaktır
içi boş bir mezar açılmıştır evin içine
freisd
üniformalı bir çölde yusuf arıyorlar
ellerinde yalnız kendi elleri
kirpiklerinde gözyaşı kandilleri
ağızlarında çaresiz bir tanrı
freisd
baba yirmi yıldır aynalara bakmıyor
baba yirmi yıldır bir meydan ateşi
baba yirmi yıldır bütün harfleri tüketti
freisd
yıllar sonra bir an
freisd
sen hep böyle ansızın gelirdin
böyle kendi kendime buğulanırken yalnızlığımda
hiçbir gün umudumu kesmedim senden
seni beklediğim kadar beklemediğim de oluyordu
böylesi daha mı iyi oluyordu bilmiyorum
ama, akşam, diyordun bir şiirinde
gidip bir yerlerde içiyordum mutlaka
hani bize benzer bir hüzün vardı
ilk tutkumuza, sonbahara benzer bir hüzün
onu öylece buluyordum denizlere çıkan bir sokakta
onu öylece buluyor, bir acılarda yitiyordum
bir seni ansıyordum yağmurlar yağınca, bir tevfik'i
eluard'dan iki cehennem mısra
-gitmekleri unutmayı çok isterdim, olmadı-
sen hep böyle ansızın gelirdin böyle
kan susarken akşamlarıma,
freisd
ateş rüzgârları önünde kunâla
yedi milyar sene var
koşuyor
kaçıyoruz.
freisd
ateşler sönmüş kunâla
denizler soğuk
gözlerinde bir şey var kunâla
akşamlar içinde sana bakıyorum
gözlerinde bir şey var kunâla
yedi sene
bunu düşünüyorum