Ölüm, ince bir fısıltıyla geçiyor kulaklarımın ardından,
Ürperiyorum.
Şekilsiz bir fısıltı bu,
Kara ve ıslak kamçısıyla vuruyor etlerimize;
Üfleyip soğutuyor, üfleyip acıtıyor,
Kendi çelişkisinde sarıyor ruhlarımızı,
Kaderin karanlık kefenine...
Gidenler, gölgelerini elleriyle toplayıp,
Şenlikli bir hüzünle çekip gidenler.
Kıvrılıp kalıyorlar kalbimin en tenha yerinde
Şehir çığlıkla söylüyor, ölümün şarkısını..
Minarelerden yükseliyor dualarıyla güvercinler. (Erdem Bayazid)