çok içmişti. kapıyı açtığım an ayakta duramayıp üstüme düşecek kadar çok. taşıyamadım içeri, kalkamayacak kadar yorgundu. yığıldık olduğumuz yere. keskin alkol kokusu yüzümü ekşitmeme neden olurken sarhoş olmasını gerektirecek birkaç sebep arıyordum. dakikalarca kapının önünde oturduk,kollarımda o ve anlamaya çalışıyordum. “sevgilim, ne oldu?” diye sorduğumda başladı ağlamaya. eski sevgilisini unutamamış meğer. biliyordum ilk aşkıydı. çocukluğuydu. kim beraber büyüdüğü birini kaybetmek isterdi ki? “ah be” diyordu. “ah ulan” diyordu. bağıra bağıra bana eski sevgilisini nasıl özlediğini anlatıyordu. “içince unuturum sandım, gerekirse çocukluğumu. ama içtikçe daha da çok hatırladım. gülüşü gitmiyor aklımdan, özledim, özlüyorum,” dinledim. sustum.