Hayat o kadar tuhaf ki... Belki de aylarca bekledim bir haber almayı, bir umut ışığını, bir adımı, içimi hafifletecek herhangi bir şeyi. Ama bir sonuç elde edemedim. İçim acıya acıya unuttum. Asla unutmak istemezdim. Çok değer veriyordum. İnsan gerçekten ileride neler olacağını bilemiyor. Hala aklımda deli gibi ağladığım günler. Nasıl unutabilirim ki o acıyı. O benim içimde hep bir ukde olarak kalacak. Hiçbir zaman unutmicam ama affedemicem de. Beni öylesine gereksiz bir sebeple bırakmasını her şeyi hiçe saymasını aklımdan silip atamicam. Şimdi bana yazdı, bir sene sonra. Çok tuhaftır ki heyecanlanmadım. Bir sene önceki duyguların hiçbirini hissedemedim. Kızamadım bile. İçim buruk. Onun adını duymak bana burukluktan başka bir şey hissettirmez oldu. Çok isterdim onunla mutlu olabilmeyi ama o istemedi. Onun bozduğu şeyi benim düzeltmem imkansız. Herkes diyordu çok güzelsiniz diye, herkes. Ben yine vazgeçmezdim de o kıza gittiği gün içimden kocaman bir parça koptu. Ben o parçayı geri yerine koyamam. Başkasını severim belki ama onu tekrar öyle sevemem. Güvenemem ben ona. Tekrar izin veremem beni yıkıp geçmesine. Çok zor atlattım ben. Tarifi olamaz. Yaşamayan bilemez. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi yine gereksiz şeyler yazıyor. Bir insan koskocaman bir senede hiç mi kendine çeki düzen vermez? Yordu beni, içimi oydu.