Mutfak kapısından
kahvaltımızı hazırlamaya çalışan
babamı izledim biraz.
Masada bir tabak,
mutfakta bir anne eksikti.
Banyoda bir bornoz, bir diş fırçası;
çamaşır suyu kokusu ve bir anne eksikti.
Salondaki çiçeklerde su,
tül perdenin altında güneşlik,
televizyonda saçma sapan bir program
ve bir anne eksikti.
Anahtarlığımızda bir anahtar,
kapımızın önünde bir anne ayakkabısı
ve bir anne eksikti.
Evimizin sokağa bakan camından
babama ‘’hadi hayırlı işler’’ ,
bana ‘’hadi iyi dersler’’ diyen
bir ses eksikti.
Sokakta halimi soran komşular,
kendime iyi bakmamı isteyen
dilekleri vardı ama
yolladıkları selamda biri eksikti.