glsmuk

...
          	
          	Nâzenin zamanlardan kalma bir zariflik olabilirdim diye düşündüm.
          	 İçerdeki hastaya delalet etmesi üzre pencere önüne konulmuş sarı bir çiçek mesela..
          	 Rica etmenin en zarif hali. Hüzünlü bir şey ancak böylesine bir incelikle haber verilebilirdi zira..
          	"Kalbim ağrıyor " demenin zarifcesi nedir mesela? Unutulmuş yahut yarım kalmış bir hikâyenin kahramanı olmanın sancısı nasıl dile  dökülür zarifçe ? 
          	 Kimseyi kırmadan , incitmeden ; 
          	"Beni kuytu bir  köşede unutun ne olur , yürüdüğüm yolun izlerine yük oluyorum " diyememenin ağrısı zerafette hangi kelimeye tekabül eder ? 
          	 Bir çiçek koyabilsek keşke bizde kalbimizin pencere önüne..
          	 "İçeride bir hasta var , kalbi yorgun" 
          	  Ne olur az biraz sessizlik..
          	  Az öte oynasın dünya , oyunlarını! 
          	  Nefsim sesini kıssın az biraz!
          	  Kafamın içindeki sesler dinsin..
          	  Bulmayım bir yol..
          	Derdimi , hüznümü bir sarı çiçekle anlatacak kadar zarif bir yol. Ben yollar ararken , yarım kalmış hikayemin şairi şöyle diyordu ; " Sen derdini kalbine çiçek diye takanlarında Rabb'isin , kalbimin orta yerinde bir kanaviçe çiçeği misali kondur derdini. Derdinle çiçeklendir kalbimi.." 
          	 

glsmuk

'Kafamın içinde ki sesler dinsin '
          	   Bulmalıyım bir yol..
          	  
Reply

glsmuk

* H. Mücahid Osmanoğlu
Reply

glsmuk

...
          
          Nâzenin zamanlardan kalma bir zariflik olabilirdim diye düşündüm.
           İçerdeki hastaya delalet etmesi üzre pencere önüne konulmuş sarı bir çiçek mesela..
           Rica etmenin en zarif hali. Hüzünlü bir şey ancak böylesine bir incelikle haber verilebilirdi zira..
          "Kalbim ağrıyor " demenin zarifcesi nedir mesela? Unutulmuş yahut yarım kalmış bir hikâyenin kahramanı olmanın sancısı nasıl dile  dökülür zarifçe ? 
           Kimseyi kırmadan , incitmeden ; 
          "Beni kuytu bir  köşede unutun ne olur , yürüdüğüm yolun izlerine yük oluyorum " diyememenin ağrısı zerafette hangi kelimeye tekabül eder ? 
           Bir çiçek koyabilsek keşke bizde kalbimizin pencere önüne..
           "İçeride bir hasta var , kalbi yorgun" 
            Ne olur az biraz sessizlik..
            Az öte oynasın dünya , oyunlarını! 
            Nefsim sesini kıssın az biraz!
            Kafamın içindeki sesler dinsin..
            Bulmayım bir yol..
          Derdimi , hüznümü bir sarı çiçekle anlatacak kadar zarif bir yol. Ben yollar ararken , yarım kalmış hikayemin şairi şöyle diyordu ; " Sen derdini kalbine çiçek diye takanlarında Rabb'isin , kalbimin orta yerinde bir kanaviçe çiçeği misali kondur derdini. Derdinle çiçeklendir kalbimi.." 
           

glsmuk

'Kafamın içinde ki sesler dinsin '
             Bulmalıyım bir yol..
            
Reply

glsmuk

* H. Mücahid Osmanoğlu
Reply

glsmuk

Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı  bu dünyada ? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler ? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana ? Birdenbire: "Buraya kadar ! " dediler . Oysa bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara ; pencereden görünen hiçbir ağacı , hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik  , " daha önce haber vermiştik"  derler.  " Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik . Yaşarken  eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik. "

glsmuk

• İçimdeki karmaşık kelimerin bütünleşmiş şeklisin. 
Reply

glsmuk

Oğuz Atay.
Reply

glsmuk

İki yıldız arası göğe asılı hamak…
          Uyku, uyku… Zamansız ve mekânsız, uyumak.
          Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
          Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.
          İlgisizlik, her şeyden kesilmiş ilgisizlik;
          Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.
          Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden;
          Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
          
          Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
          Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.
          Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
          Raflarda toza batmış Peygamberden bildiri.
          Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
          Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
          Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
          Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla..
          
          
          ~ Necip Fazıl Kısakürek