Yırtıcı bir karanlık yükseliyor vera'nın semalarına doğru. Dönüyor, kıvrılıyor ve uzuyordu.
Çelikten pençeler çiziyordu şekilsiz bedenine, keskin ve sivri dişler, bileyliyor onları acının sızısıyla.
Dünyaları yutan ağzını açıyordu genişçe. Kirletiyor pis nefesiyle havayı, bozuyor düzeni ve verayı.
Geçiriyor pençelerini veranın bağrına. Kanatıyor dünyamızı acımasızca. Ağlıyor kadınlarımız ve çocuklarımız. Artık bozuluyor bizim güzel ve kutsal Tyrea ağaçlarımız.
Karanlığın oyunu başlıyor ardı sıra. Döne kıvrıla hareket ediyor etrafımızda.
Kutsal bir selam veriyor evvela. Bu savaşın galibiymişçesine kasılıyor, genişliyor ve büyüyor yavaşça.
Karanlık uzuvlar çıkıyor şekilsizliğinden. Eller ama yüzlercesi. Güçlü ve kaslı bacaklar. Kocamab bir kafa ve üzerinde karanlık elmaslar misali yüzlerce küçük gözler. Geniş bir ağzı ve dışarı taşan parlak siyah dişler. Sonra uzun parmaklar ve demir pençeler. Şekilleniyordu karanlığın uzun uykusundan sonra bedeni.
Anurum gücü tüm bedenlerimizde dolaşıyor artık. Bunu hissediyoruz hepimiz damarlarımızda akan kanın gücünün.
Anura başımızda olduğu sürece ulaşamaz hiçbir kötülük bizlere.
Bir kalkan, bir güç misali, Anura ışık saçıyor karanlığa. Ve biz bir kez daha saygıyla selamlıyoruz asıl olan efendimizi.
[Vahala notları]
*gelecek bölümden bir hediye (: ♡
Unutmadım asla sizleri.