gramafonia

aynı gökyüzü altındayız ama aynı karenin içine bile sığamıyoruz artık. bir fotoğrafın kenarında kalan boşlukta senin hayalin, benim ise gerçeğim duruyor. bizim yan yana duramama halimiz, evrenin en sessiz ve en ağır yıkımıymış. ​

gramafonia

bir fotoğrafın rüyası saç beyazlatır. çünkü o rüya, senin yanımda olduğun tek sığınak. o sığınaktan her kovuluşumda, o kağıttan her başımı kaldırışımda, saçlarıma bir tel daha kış düşüyor. seninle yan yana duramamak, bir ömrü hiç gelmeyecek bir baharı bekleyerek tüketmekmiş.
Reply

gramafonia

aynı gökyüzü altındayız ama aynı karenin içine bile sığamıyoruz artık. bir fotoğrafın kenarında kalan boşlukta senin hayalin, benim ise gerçeğim duruyor. bizim yan yana duramama halimiz, evrenin en sessiz ve en ağır yıkımıymış. ​

gramafonia

bir fotoğrafın rüyası saç beyazlatır. çünkü o rüya, senin yanımda olduğun tek sığınak. o sığınaktan her kovuluşumda, o kağıttan her başımı kaldırışımda, saçlarıma bir tel daha kış düşüyor. seninle yan yana duramamak, bir ömrü hiç gelmeyecek bir baharı bekleyerek tüketmekmiş.
Reply

gramafonia

Piraye, avuçlarında tuttuğu o isli karanlığa bakarken, göğsündeki daralmanın artık sokağa sığmadığını fark etti. şehir her sabah aynı ilgisizlikle uyanıyor, o ise her gece aynı boşluğa devriliyordu. sorun neydi tam olarak? bir yere sığamamak mı, yoksa dünyanın kahrına aldırmayıp hâlâ uzak bir ihtimalden medet ummak mı? belki de Piraye'nin asıl hikayesi, imkânsız olduğunu bildiği o ihtimale bir ev inşa etmeye çalışmasıydı.

gramafonia

beynim bana saldırıyor sanki, içimde biriken şeyleri dışarı akıtmak için hücum ediyor. artık sığmıyor, taşmak istiyor. zihnimin kapıları bu baskı altında eziliyor. ne varsa dışarı dökülmek, serbest kalmak için var gücüyle saldırıyor.

gramafonia

kalbim onun mahzeninde hapsolmuş albayım. 

gramafonia

mesele sadece kalbimin onun mahzeninde olması değil albayım. mesele, benim o mahzenin anahtarını, o yangının tam ortasına atmış olmam. şimdi ne elim yanmadan anahtarı alabilirim, ne de anahtarsız dışarı çıkabilirim. ben hem kurbanım, hem suç mahalli, hem de dumanı tüten o enkaz... yangın taşıyor albayım, ruhumun kıyılarına vuruyor dalga dalga. söyler misiniz, insan kendi cehenneminde boğulur mu hiç?
Reply