acı çekiyorum, farklı bir acı bu. hiçbir nedeni yok gibi dururken o kadar çok nedeni bir arada tutan bir acı ki. anlatamıyorum. anlatsam ağlarım, ağlarsam gülerler. kırıldığım her saniye büyüyor içimdeki o boşluk. siz, hiç elinizde olmadan mahkûm ettiniz mi kendinizi? gökyüzünü izlerken takıldığınız taşı dert ettiniz mi? uzun uzun konuşmak isterken, içinizdekileri sessizce haykırmak isterken aklınızdan, hiç sesinizin çıkmadığı oldu mu? benim oldu işte. hiç geçmedi ki üstümden. bildiklerim, işittiklerim o kadar yük oldu ki omuzlarıma, taşıyamıyorum sanki onları. her geçen dakika gülümsemek salak salak mutlu rolüne girmek öyle zor geliyor ki bazen, unutuyorum bazen kim olduğumu. hiç bilemedim ki zaten, sessizce fısıldıyorum rüzgara içimdekileri. sessizce çığlıklar atıyorum, ne duyulduğum oluyor ne görüldüğüm. günden güne yok oluyorum, birilerinin el uzatmasını dâhi beklemiyorum artık. bu zifiri karanlık olan boşluk o kadar derin ki içine çekiyor beni. nefes alamıyorum, hareket edemiyorum.. o boşlukta yaşayıp gidiyorum hasbelkader.