Küçük olan ve büyük olan. ( Seri 2 ) çöp kutusundan buldum ta bunu şükür.
- selam bayım
Küçük olan heyecanla selam vermişti büyük
olana.
-selam küçüğüm
Demişti büyük olan. Küçük olan ise hiç beklemeden kaldırıma oturmuştu. Büyük olan ise kikırdamiıştı küçük olanin bu haline.
- Bayım peki bugün burda ne için oturuyorsunuz ?
Büyük olan ise büyük bir hüzünle başlamişt konuşmaya.
- insanları izliyorum küçüğüm. Baksana her yer çok kalabalık ama kimse birbirini tanımiyor, bence bu üzücü neden mi dersin ? Bu görüntü bana yalnızlığı çağrıştıriyor, tabi tek yalnızlikta değgil. Hepsi ordan oraya konuşturuyor, bir şeylere yetişmeye çalışıyor. Kendi benliklerini sanki unutmuş vaziyetteler, patronlara veya üstleri nederse ordan oraya hepsi savruluyor, oysaki hayat onların, tüm ipler kendilerinin elinde ama bunu unutup hayatlarını yaşamiyorlar.
Büyük olan sözlerini bitirip tekrar insanlar izlemeye başlamıştı, küçük olan ise büyügüne hayran hayran bakıyordu. Beynin de bir soru belirtmişti küçüğün dudaklarıni araladi soruyu sormak için.
- peki bayım ne yapmalıyız o zaman ? Tüm işeri birakmaliı miyız?
Büyük olan gülmüştü bu söze, küçük olana dönüp saçlarini okşamıştı. Ve dudaklarını aralamıştı konuşmak için.
- küçüğüm ben işlerini bıraksınlar demiyorum ama hayatlarını göz göre başkalarının ellerine vermesinler diyorum. Çalış et ama çalışırken sevdiğin şeylerden mahrum birakma kendini. Sirf bir meslektaşin seni geçmesin diye kiskanma onu tebrik et. Iş geçicidir işin uğruna kendi benliğini yok etme. Kimseyi kirma. Ha birde hiç õlmeyecekmiş gibi yaşiyoruz ya en çokta o saçma geliyor. Kiriyoruz herkesi önümüze geleni. O ne durumda demiyoruz yok sayıyor her şeyi
sadece kendimizi düşünüyoruz. Oysaki burası ölümlü dünya kırmamak gerek kimseyi. Tabi ölümlü dünya diye de eğlenceni falan da aksatmadan hiç ölmeyecekmiş gibi dans et, şarkı söyle. Yani demem o ki hem hiç ölmeyecekmiş gibi yaşa hemde bu dünyada ki hayatıin bir gün son olacağını bilerek yaşa.