Kitabın tanıtımı: (Zaman Kapanı)
Narin güneş saatinin arkasına dolandı. Nesneyi boşluğa yeniden yerleştirdi. Üzerine doğru eğilip nesnenin üzerinde yazan 3 farklı dildeki yazıyı okumaya çalıştı. Dillerin tarih sıralamasını düşündü.
Önce Sümerce yazılan yazıyı okudu. Çünkü ilk yazılı eserler Sümerlere aitti. (MÖ. 2037 -20229)*:
"Zamanın sırları dökülsün ortaya
Sakın kapılma zamanın kapanına
Geçmiş, gelecek ve şimdi karıştığında
Başlar yer yerinden oynamaya"
Daha sonra Hitit hiyeroglifini okudu: (MÖ. 1000 - 700)*
Sular gibi geçer zaman
Ağaçlar sallanır rüzgarla
Kral gibi kanma sakın
Ölümsüzlük tuzağına
En son olarak Göktürk alfabesiyle yazılan yazıyı okudu: (MS. 700)*
Ulular ulusu Oğuz atan yanında
Kılıcını, atını, yayını, kurdunu unutma
Ne zaman gelmek istersen geri
Düşün zamana karşı geleni
Narin son sözleri de söylediğinde yer daha da şiddetli sarsılmaya başlamıştı. Rüzgar şiddetlendiğinde güneş saatinin kolonunu tutmasaydı şayet arkasında bulunan mermer sütuna çarpabilirdi. Güneş saatinin ortasında belirmeye başlayan ışık giddikçe gözleri kör eder bir hale gelmişti. Narin artık daha fazla dayanamayarak bilincini kaybetti. Hissettiği tek şey keskin bir acı ve kör edici ışıktı...