haelanie

İçindeki çocuk ölmeden, büyümüyormuş insan.
          	Tellere takılan uçurtman,
          	Bayram sabahların,
          	Kuytu köşede unutlumuş oyun kartların,
          	El birliğiyle öldürülmüş bir çocuktan, geriye kalan.

haelanie

Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur,
          Sabır taşar,
          Canından saydığın yar bile bir gün el olur.
          Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür.
          Düşman kalkar dostun olur.
          Öyle garip bir dünya,
          Olmaz dediğin ne varsa olur.
          Düşmem dersin düşersin.
          Şaşmam dersin şaşarsın.
          En garibi de budur ya;
          Öldüm der durur, yine de yaşarsın.

haelanie

Çek çıkar düştüğüm kuyudan,
          ki biliyorsun, ben var halimle yok olma
          çabasındayım.
          Nefes aldığın her anı, hayata 
          döndürememenin telaşındayım.
          Yazıyorum Olric.
          Okuya okuya bul beni.
          Ne imla,
          ne satır arası,
          ne paragraf,
          boşluk yok Olric.
          Dopdoluyum.
          Buralarda kalakaldım Olric.
          Bir o kadar durgun.
          Öyle bir şey işte.
          Görüyorum ki,
          benimle birlikte hiçbir şey kalakalmıyor.

haelanie

"Bugün Pazar.
          Bu gün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
          Ve ben ömrümde ilk defa
          Gökyüzünün bu kadar benden uzak
          Bu kadar mavi,
          Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
          Kımıldamadan durdum.
          Sonra saygı ile toprağa oturdum,
          Dayadım sırtımı duvara.
          Bu anda ne düşmek dalgalara,
          Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
          Toprak, güneş ve ben...
          Bahtiyarım . . ."