> 06.04.2018 <
Kalbimin sınır kapılarını açtığım günden beri koşuşan mültecilerin istilasına uğradım. Beynim buna karşı çıkmaya çalışırken diktatör ilan edilip, darbe girişimleri sonucu çöküntüye girdi. Acıya gülümsemeyi öğrendi. Karşıdaki dış güçlere göre bu tamamen bir sanattı. O ise dünyanın en değerli tablosu.
Herkes ona sanatla bakarken kimse iç savaş sonrası yok olan devleti göremedi. Ona sunulan barış tekliflerindeki sonuç ya kötüydü ya daha kötü. Kötüler arasında yapılan seçimde her zaman zararlı düşmüştü.
Öyle bir zaman gelmişti ki tanıdığı her devlet yüzünden daha yalnızlığa sürüklenmiş ve bayrakları yarıya çekmek için sadece an kollar olmuştu.
Devletin kötü gidişatını fark eden mülteciler yapabildiği kadar yağmayı yapıp terk etmiş ve kendilerine iyi bakamadığı için diktatörü günah keçisi ilan edip kendilerine kapı açacak farklı devletler bulma arayışlarına girmişlerdi.
Ayağa kalkmak için uğraştı diktatör kalbiyle çünkü biliyordu ki; riske girmemek,kaybetmemek, aynı yere dönmemek sadece ölülere mahsustu. Ve o bayrağı yarıya çekmek istemiyordu.
Kalktı diktatör herkese savaş ilan ederek,tüm mültecileri kovarak kalktı. Herkesin aynı olduğu bir toplumda yalnızlığın değerini bilerek ayağa kalktı. Yalnızlığı seçti, en büyük kurtuluşu seçti.
Bir kaç şey yazmaya geldim. Beynimin dinlenme açlığını metaforlarla yok etmeye ve bir müze yaratmaya geldim aslında. Mesaj atabilirsiniz ya da duvarıma yazabilirsiniz...
https://www.youtube.com/watch?v=Yxys-iN-PoY
- Annwn
- JoinedAugust 17, 2018
Sign up to join the largest storytelling community
or
Story by Henry
- 1 Published Story
Blizzard
387
144
4
Yazmaya ihtiyaç duyulan bu Dünya'da hiyerogriflerin yerini yazılar aldı.
#493 in kısa
See all rankings