taerans

sana geldim. ne söylesem bilemiyorum. sana karşı da garip hissediyorum. seni özledim mi, yoksa alıştım mı yokluğuna bilmiyorum. bazen keşke burada olsaydın diyorum. bazen de olmayışına şükrediyorum. senin tüm bunlarla başa çıkman gerekecek olmasını istemiyorum. o yüzden yokluğunda huzur buluyorum. ama merak da ediyorum, acaba sen olsaydın farklı olabilir miydi her şey? yoksa iyi ki burada mıyım? biliyorum, iyi ki buradayım. ve şükürler olsun ki sen yoksun. 
           kırmızı, seni çok özledim. bu seni geri isteyişim değil, ifade edişim kendimi. 
           kırmızı. gelme artık. üzüleceksin. üzülme. gelme. ne var arkana bakmasan sanki. ne var artık ruhunu temizlesen buralardan. ruhundan temizlesen buraları. beni bırakabilirsin. bırak beni. elimi tutman için gelmene gerek yok. gelirsen üzüleceksin. gelme. görme buraları. 
           kırmızı. içim acı dolu. anılar olmadan kuru acı dolu. bu yüzden bu kadar uzak, bu kadar yok. 
           kırmızı. ben anlatamam sen anla beni. 
          çok yorgunum inan. hissedemesem de çok yorgunum. o kadar uykusu var ki içimdeki ruhun, bir gitse bir daha ona dokunamayacağım. 
           belki de bana daha çok sen vermelisin. seni biraz daha hatırlamama izin vermelisin. ya da sadece seni değil, sana dair olan her şeyi de almalısın benden. sana ait olan her şeyi silmelisin benden. kırmızı, hislerini al benden. onlar senin. bende ne işleri var? 
          yok almıyorsan ver o zaman. ver, bir işe yarasın. bana da acı olmasın. ben seni tanımadan sen gibi yapamıyorum. 
           kırmızı. kuralları boşver, bana söz ver. başka bir hayatta bana sarılacaksın. 

taerans

ne zaman birisi bana sarılsa aklıma sen geliyorsun. ne zaman birisi elimi tutsa aklıma sen geliyorsun. bugün duyduklarımın birini bile söyleselerdi o gün sana, bugün burada olurdun. ben değil sen devam ederdin. her şeyin bir zamanı var kırmızı. bazen insanlar çok geç kalıyorlar. özürler için. affedişler için. sevmek için. anlatmak için, sormak için. anlamak için. son bir sarılma için. kurtarılmaya ihtiyacı olan bir eli tutabilmek için. iş işten geçtikten sonra da bir anlamı olmuyor zaten. söyle bakalım, toprağına gömsem yüzümü hisseder misin, yoksa bunu zamanında sana yapmamı mı isterdin? kırmızı. böyle duygusal durduğuma bakma. sen benim hiçbir şeyim değilsin. biliyorum. evet, benim bir şeyim olmaman benim için bir şey ifade edemeyeceğin anlamına gelmiyor. ama biz birbirimizin hayatlarından çok uzaktayız. biz istesek de dokunamayız. bizim hayatlarımız hiçbir dünyada kesişmez zaten birbirleriyle. 
             kırmızı, içimdeki acı geçmez. ben saklarım içimde elimden geldiğince. ama sen aklıma geldiğinde tutamayabilirim artık. bu bir rutin olabilir. bu yüzden buna alışmamız lazım. senin beni duymamaya alışman lazım. sadece sana yapılanı yapsan yeter. biraz kulaklarını kapatacaksın, biraz gözlerini. biraz adımlarını benim aksime çevirsen yeter. ben adını bağırsam bile kırmızı, dönüp bakmayacaksın. anlıyor musun beni? böyle olmak zorunda. bunlar boşuna yaşanmadı. ben seni geri dönesin diye itmedim. acı çekesin diye kurtarmadım. biraz beni tanımamayı öğren, bana saygından olsun en azından. ya da yaptığım şeye. kırmızı, biraz hakkını ver. olur mu? bunlar boşa yaşanmamış olsun. dönme ki, boşa ölmemiş ol. boşa ölmemiş olayım. kırmızı, sen iradeye inanırsın. ziyaret olsun diye de olsa dönme. rüyalara bile olsa gelme. kendine güzel bakman lazım. biz bunları boşuna yaşamadık. biraz bugüne bak, benim bu halde olmam boşa değil. bana yardım etmek istiyorsan, iyi ol. yanımda olmak istiyorsan, gelme. 
             kırmızı, giderken seni de al.
Reply

taerans

Hatırlıyor musun, yanından geçtiğin kreşte çalan şarkıyı? Anneler gününü kutluyorlar şu an. Hiç farkında değildin, değil mi? Akşam eve gittiğinde sen de anneninkini kutlarsın eminim. Sahi, akşam eve gitmeyecektin değil mi? Şu çok sevdiğin insanlarla seçimleri izleyeceksiniz. Evet, izlersiniz. Sus, eşlik etme bu şarkıya. Anneni bir bilmeceyle bulacak değilsin. Senin bir annen yok. Sen de kimsesizsin benim gibi. Ya da söyle, eşlik et istediğin şarkıya. Son defa olacak nasılsa. Yap istediğini bugün sorgusuzca. Son defa olacak. Aynaya bak mesela. Gözlerine bak. Son defa olacak. O kızı çok seviyordun değil mi? Sev işte bugün son defa. Bir kez daha ağla istersen ona sarıldığında. Bu son olacak. Son defa yürü bu sokaklarda. Son defa çal o evin kapısını. Son defa açılacak senin için. Bu son akşam yemeği Zambak. Burada hain yok. Burada güvendesin. Bu gece, son kez nefes alabilmen için. Mutlu olduğunu hisset. Gülümse. Son kez olacak. Uzan. Başını koy dizlerine. Kapat gözlerini. Son defa hepsi. Benim için de gül. Bu ikimizin de mutlu olduğu son an. Son kez sarıl ona. Onunlayken mutlusun. Çıkma o evden. Kal bu gece onun yanında. Olmaz mı? Veda etmesen hiçbirimize, olmaz mı? Seni mutlu eden sayılı şeylerden birini yapsan, onunla uyusan olmaz mı? Her şey olduğu gibi olmak zorunda mı? Ağlama ama. Zambak, ağlama. Hâlâ yalnız değilsin, ağlama. Ağla. Bu da son defa olacak. Ağla. Bak gökyüzüne. Orada olmayan aya bak. Göremediğin yıldızlara bak. Bugün ölüm seni onlardan birine götürecek. Gökyüzüne bak. Bugün her şey son defa. Seslen yıldızlara. Bak, hepsi birden çiçek açmışlar. Ağla. Ama yardım isteme yalvarırım. Kahrolası dünya, iğrenç insanlar. Onlara güvenme. Ağlama derim ben ama bakma sen bana. Ağla. Bu son defa olacak. Sarıl sıkıca. Yarınlar yok artık. Sarıl sıkıca. Güç dileme. Umarım çok mutlu olursun. Bu veda yakmasın canını. Bu bir son değil. Ağlama. Senin suçun değil. Ağlama. Bu başkaları tarafından dayatılmış bir cinayet Zambak. Bu bir kurtuluş. Korkma. Ben hemen arkandayım.