çocukluğun o uzak, yarı gölgeli bahçesi gibi bir yerdeydim ben. kimse kimseye, göz göze nasıl bakar bilmezken o benim gözlerime niye öyle, nasıl öyle bakmıştı ki, ben sağ elimle kalbimi yoklamıştım.
mutsuzum
mutsuzum
verandaya çıkıyorum ve hissediyorum soğuk parmaklarımla
gergin cildini gecenin
kimse takdim etmeyecek beni güneşe
kimse götürmeyecek beni kırlangıçların şölenine
uçmayı hayal eden kuş
ölmek üzere.