Sevda, davadır kavgadır…
Bir sevda arıyorum,
Beni bu serkeş dünyanın sarhoşluğundan kurtaracak.
Öyle bir sevda olmalı ki uğruna her şeyimi vermeliyim çekinmeden.
Bir sevda arıyorum, içinde aşk olsun.
Sonu vuslat olsun, baki bir vuslat.
Öyle bir sevda ki bizim rahatımızı bozmalı.
Zulüm dolu bir dünyada bizi rahat yatırmamalı.
Zorluklarla çevrilmiş olmalı, bizi aşk ile yoğurmalı.
Bu sevda Muhammedice olmalı
Hüseyni aşk mektebinden çıkmalı.
Bu sevda Muhammedi bir sevda, Hüseyni bir sevda olmalı…
Bu sevda seni zalimlere, tağutlara karşı kıyam ettirecek bir sevda olmalı.
Şeyh Saidin sevdası gibi olmalı,
Değersiz dallarda asılmaktan çekinmemeli
Bu sevda mustazaflara umut olmalı
Mustazafların direnişine vesile olmalı,
Zalime korku sarmalı, tağutların tahtını sarsmalı.
Bir sevda ki Musab gibi İslam sancağını yükseltecek,
Ali gibi kale kapılarını yerinden söktürecek,
Bir sevda ki seni Kerbela çölüne sürükleyecek,
Zalime karşı kıyam ettirecek.
Bir sevda arıyorum,
Ölümsüzlüğe götürecek bir sevda.
Bir sevda arıyorum Bedir’den gelen bir sevda.
Kerbela’nın sıcak çölünden gelen bir sevda.
Amedin zindanlarında Abdusselamın feryadından gelen sevda.
Susa’da Hüseyin’in tekbir sesiyle gelen sevda.
Bir sevda arıyorum sonu şehadet olsun.
Şehadet olsun ki sevdam ebedileşsin,
Bir kaç günlük dünya için olmasın.
Bu sevda kanayan yara olan Filistine merhem olsun,
Afganistan çeçenistandaki yarenlere müjde olsun
Bu Muhammedi sevdanın kokusu dünyanın dört bir yanını sarsın.
Uyuyan bu ümmetin uyanışına vesile olsun.
Bir sevda buldum, etrafı aşk ile örülmüş,
İçi zahmet doldurulmuş bir sevda buldum,
Kanla yazılan destanların arasında bir sevda buldum.
Hüseyn’in mektebinden yetişen bir sevda buldum,
Aşkı ile uykularımı kaçıran bir sevda buldum.
Ben bu sevdayı Kerbela çölünün sıcağında,
Şeyh Saidin kutlu kıyamında buldum,
Halepçe’de mazlumların feryadında
Susa’nın cami yarenlerinin tekbir nidalarında,
Nisan aylarında buldum… Muhammedi Sevdayı buldum.