sardığın yaraya kurşun sıktın. seni affedersem tüm dünya yüzüme tükürür. bir elimde kalem diğerindeyse yazmaya çalıştığım fakat yazmak yerine tıpkı bir böcek gibi kenardan kenardan tırtıkladığım kağıt parçaları. düşüncelerim de beni böyle tırtıklayarak yok etmeye çalışıyor, bence başarıyor da. tek bir harf çiziktiriyorum kağıda, devamı gelecek, yazıp kuş gibi hafif olacağım diyorum, olmuyor. düzen yerine karmaşıklığa batıyorum. mutluluk yerine hüzüne, gökyüzü yerine yerdeki kara toprağa, olur olmadık yerde nefes nefese kalma batağına, sana sarılmaya değil de sanan sırt dönmeye, ellerini tutmaya değil de onlarla sana engel olmaya, aramızdaki koskoca duvarları yıkmaya değil de bir yenisini daha inşaa etmeye, günlük güneşlik bir bahçede çiçeklere değil de balçığa çamura dalıyorum, kahretsin hem de kendi ellerimle. aynanın karşısına geçip öğüt veriyorum, yapma, kanatma yaranı, saracak kim var, canının tozunu temizleyecek bir mendilin yok, gözyaşlarını bulaştıracak bir omzun yok, etrafta korkakça aranıp duran gözlerine bakacak bir göz, hiç mi hiç güzel olamayan ellerini tutacak bir el yok, kendini kanatıp azaltmaktan vazgeç, yaralarınla güzel olmayacağını kabullen, seni bu şekilde bırak birini gökyüzü bile kabul etmeyecek. yalnızlıktan gocunmamayı öğreniyorum, en güçsüz anlarımda, ağlayarak, bak ben sana gelebildim, bunları sana yazarken ağlamamak için çok meşakkatli bir savaş verdim, yenildim mi canım. yenmişsin beni, tıpkı kokusu güzel olmayan bir çiçek gibi ayaklarınla ezip geçmişsin, bak orada çok güzel bir gül var, hoşça bak zatına. canım, göğsümün en zarif yangısı, demiştim son bir merhabamız olacak diye, sonrasını düşünme, ardında ne var biliyor musun, hatrı sayılır, bol gözyaşlı, bol iç çekmeli, duvar yumruklamalı, iki büklüm hıçkırmalı ama en çok da ayakları yere dimdik basan güçlü mü güçlü bir elveda, kovulduğun kapıda su bekleme canım, ölmek imkansız, merhaba. elveda, göğsümün en zarif acısı.
- JoinedJanuary 8, 2020
Sign up to join the largest storytelling community
or