Kulağıma gelen hafif bir melodi... Seslerin notası öylesine kulağımdan geçerken nefeslerime odaklanmaya çalıştım. Kalbimin attığını hâlâ nefes alabildiğime inanmayı diledim. Boğazımda takılı kalmış o zehirli ruh, soluğumu kesiyordu her saniye. Tıpkı bir yılan gibi yavaşça ve hissettirmeden... Hissetmeye başladığınızda her şey için çok geç olabiliyordu. Şu an olduğu gibi mesela. Ölümü arzularken ilk defa bu kadar yakın hissetmiştim bir kara toprağa kendimi. Belki de son kez onu görmek istedim. Yaşama tutunmak istedim... Mücadelenin bittiği yerde umut başlarmış. Artık öyle bir noktadayım ki iki adım ötesi soluksuz bir karanlık. Kalbimin derinlikleri hâlâ onu sayıklarken şaşırmadım. Zaten şaşırmayı ihanetin yemeğini tattıktan sonra bırakmamış mıydım? Bırakmıştım...