hissizgunler

Anne, ben iyi değilim. Neyi tuttuysam elimde kaldı. Atladığım her öğün için üzülen sen, ruhumdan akan kanı görsen, nasıl dayanırsın bilmem. 

hissizgunler

tutuşuyorum, bir kül gibi
          yanıp safsata işlerin peşinden koşarken
          koştukça daha da yakıyor rüzgar beni
          doğrularım hançer, gerçekler ise çoktan yok olup yitmiş
          hepimiz, aynı yalana mecbur kalmış köleler gibi
          aynı gökyüzüne bakmaya hapsedilmiş

hissizgunler

ışık nasıl söndü biliyor musunuz,
          ışık tutunamadı dallarına,
          titreyen bir mum alevinde yaşamaya çalıştı
          ışık nasıl söndü biliyor musunuz,
          kalbi kirle dolu sürüyle insan muhtaç kaldı ışık
          kavuşamadı aydınlığına ve sonra, kimse tutuşturmadı ellerini
          ışık nasıl söndü biliyor musunuz
          canhıraş bedenlerin arasında, yoklukla yaşam mücadelesi veren sönük bir sokak lambasıyla mücadele verdi ışık.
          ışık karanlığa nasıl boğuldu biliyor musunuz,
          gündüzün beceriksiz, cılız bir işçisi olmak yerine
          gecenin koca, kirli ve günahla dolu aydınlığı olmayı yeğledi.
          ışık kötüyü seçti,
          onu buna iyiler itti.

hissizgunler

Yıllarımı benden aldınız, kalbimin kadınları daha biribirinden habersizken yaşamamın kara perdesi gibi üzerime çöktünüz. 
          
          Bencilliğiniz örttü üstümü, her gece yatağımda kabuslarımı dinleyip, ninni söylemek yerine çığlıkla doldurdunuz beynimi. 
          
          Siz beni, yavaş yavaş; ağır ağır öldürdünüz.

hissizgunler

Her şeyi söyleme hakkınız var. Yüzüme edeceğiniz binlerce hakarete itimat edebilirim. Korkmam, çekinmem, gücenmem, alınmam. Yadırgamam ağzınızdan çıkan hiçbir kelimeyi. Bana bunu mu yakıştırdın, demem. Arkandan söylenip bir de üstüne ben koymam ama gelip de çabalamadığımı söyleme bana. Bana hakaret et, ama böyle olmamak için çabalamadığımı söyleme. Bana acıma.

hissizgunler

Acıdan ağlayamamanın ne demek olduğunu bilmiyordum. Daha anlamını bilmezken çırılçıplak kaldım acıyla. Acıyla yoğruldum, acıyla kavruldum, acıyla yandım. Tüm hücrelerim birbiri ardına sıkıştırılırken ağlayamamanın nedenini anladım ben. İnsan yaşadığı zorlukla baş etmeye çalışırken yanında biri varsa gözyaşı dökermiş. Ben yapamıyorum çünkü gözyaşlarımı silecek kimse kalmadı, benim de mecalim yok.