Dört yapraklı yoncanın şans getirdiğini öğrendiğim günden sonra, yoncaları bulmaya adamıştım kendimi. Bıkıp usanmadan, saatlerce, gözü çayırlarda, bahçede geziniyordum. Sonunda, bu kadar uğraşmamın  semeresini, bir sabah, bahçenin kuytu bir köşesinde, dört yapraklı, yemyeşil bir yoncayla karşılaşarak görmüştüm.

İşte o an, hiç bir dileğim olmadığının farkına vardım üzüntüyle. Çimenlerin üzerine oturup, ağladım sessiz sessiz. Sonra, her zamanki gibi, başımı kaldırıp, göklere doğru, güneşe gülümsedim.  Gözyaşlarım  kururken, bir dileğim olmasını diledim. Bir dilek, uğruna her şeyi göze alabileceğim bir dilek istedim.

Okumayı ve yazmayı sevdim en çok. Bir de yağmuru, türk kahvesiyle çikolatayı, polisiye romanları, gerilim filmlerini, gizemli şeyleri, günbatımlarında hayaller kurmayı.

Hikayelerim yayınlandığı dergiler

 İda Fanzin, Galapera,Patika,Kurgu Edebiyat, Keyf_'i Edebiyat

 Yazılarımı Milliyet Blog'daki paylaşıyorum. Martı Dergisi'nde bir köşe ayırdılar bana. Orada da sevdiğim kitapları tanıtıyorum. Felsefe Taşı ınternet dergisinde de bir kısa öyküm yayınlandı. Ayrıca Yitik Ülke Yayınlarından çıkan Mutsuz Aşk Vardır isimli çok yazarlı bir öykü kitabında Karanlıklar isimli öyküm yer aldı.



 İlk romanımı çocuklar için, fantastik türde yazdım, adı HOŞNAZ. Hoş ve nazlı küçük bir kızın maceraları.



İkinci romanım BOSTANCI LEYLAK KOKAR HER BAHAR. Annemin ve babamın ailelerinin hikayesini kaleme aldım bu kez. Bunu yapmayı 14 yaşımdayken kafamın bir tarafına koymuştum. Gerçek olaylar ve gerçek kahramanlarla oluşturulmuş bir roman.



Osmanlı döneminde yaşanan bir aşkı anlatan romanımın ismi AZAD. Rüyamda bu isimde bir romanla ödül aldığımı görmüştüm. Uyandığımda sadece isim vardı elimde. Ben de isme göre bir roman yazdım.



Bir başka fantastik romanım da ANKARA'NIN PERİLERİ. Tatlı bir roman oldu. 

Ve zihnimde hep projeler. Hayal kurmaya ve yazmaya devam.............



AYTÜL  BİNGÖL