Senin üniversite çağındaki kızına ben mi bakacağım daha ortaokulu bitirmemiş, tek kelime İngilizce bilmeyen kızı kime güvenip gönderiyon demiştim Ben de gelirim, karıdan boşanmış, beraber zamparalık yaparız dedi, bakkaldan ekmek alamazsın, yanında kızın varken gece nereye gidiyon, tek kelime senin de İngilizcen yok dedim bozuldu. Millet keriz ya, zannediyorlar ki Los Angeles'de Almanya'daki gibi 4 milyon türk var, Türk mahalleleri var. Yok kardeş, Türk yok, olan Türkler de kendilerini gizliyor, abuk subuk adamlar (geçen ay üniversiteden biri benim Hollywod'daki evi bulmuş, önüne gelmiş, whatsapp'tan resim atmış, ben ailemle geldim sende kalalım diyor. Anında engeli bastım, sen kimsin tanımıyorum aga dedim. Otel mi lan benim ev?Fransa işi Mart'ta elimde patlayınca bu sefer başka yapımcı buldum, korku filmi yapalım dedim,Haziran'a kadar senaryoyu hazırla Ağustos'ta çeker, okullar açılınca vizyona girer dedi. Bayramdan sonraki ilk gündü. Deprem olunca, babam da dolandırıcılara imza atınca tam o sırada hatun da beni terk edince feleğim şaştı.Zaten yazar çizer tayfası melankoliktir,satayım lan bu dünyanın anasını dedim.Halen tek satır yazmadım.Ağustosta dozer geliyor, koca evi tek başıma topluyom,Amerika'dan 6 bavulla döndüm,anca eşya koliliyom.Kendim paket oldum ne senaryosu.Bi de dün zabah Los Angeles'den iş geldi, 30 gün içinde kız filmi senaryodu yazılacak, ulan ben korku yazarıyım ne kız senaryosu,iş görüşmesinde başına gelenlerin anlatıldığı ünlü bir hatunun başrolde oynayacağı bi film.2 arkadaşı 1i erkek 1i kız aradım,biz bilmeyiz ki dediler,diğeri de dönmedi.Ulan hem bize iş getir derler hem de dolar alıp dolar ödeyeceğim yapamam diyor dingiller.Yok arkadaş Türklerle iş olmuyor.İngilizcem yok bilmem ne! Yapay zeka,google çeviri var işte, sanki ben ana karnında İngilzce mi biliyordum.Çocukluğum Diyarbakır'da geçti.Lo Urfa'da oxford Diyarbakır'da Cambridge vardı da babam mı yollamadı beni?Eşşek gibi çalıştım 25 yaşında öğrendim hem de Cambridge ayağıma geldi.