size bir şey itiraf edeyim mi
bugüne kadar olan her sevgilimde bu hesabımın varlığını çıtlattım. merak edip baksın, içimde ne kadar acı çektiğimle ilgilensin istedim. asıl benle ilgilensin istedim. bakmadılar, dalga konusu oldu yazılarım. uzun süre yazmak istemedim. sanarım ben söylemeden bakan iki kişi vardı sadece, onlar da ben sorunluymuşum gibi davrandılar
şu anki çevrem o kadar bambaşka ki ve benden o kadar bağımsızlar ki kendimi yapayalnız ve eğlenmek nedir unutmuş gibi hissediyorum, eğer iki yıl önce aptallık edip kendimi sokaklara atmasaydım hala buralarda eğlenebilecektim. ama zamanında o kadar çok güldüm ki gülüşlerimin soluğu kalmamış artık. alkol alıp geceleri sokaklarda nefessiz kalana kadar kahkaha attıgım zamanları özlüyorum. kendimi özlüyorum. o zamanlar sokakları evim sanardım şimdilerde ise evsiz kaldım. kendimden o kadar pişmanım ki hayatımın en güzel yıllarından o kadar nefret ediyorum ki.. deneyimleyebilecek hiçbir şeyim kalmadı artık. geçenlerde sınıftan birine benim başıma gelen bir olaydan bahsettim ve abartısız tüm gün ağzı açık suratıma baktı. bunları yaşamamı beklemiyormuş, sen nasıl dayanmışmışsın, çok neşeli hiperaktif biriymişim normalde falan. ben o kadar çok şey yaşadım ki artık bunlar bana çok hafif geliyor, dedim. daha çok şaşırdı. bi süre benden uzak durur gibi. nereye bağlayacağımı kestiremedim ama bunu çok anlatmak istemiştim birine. size nasipmiş. şu aralar Allah belamı verdi, hak ettim de